Zidane, Yusuf ve Sergen!

A -
A +

Yukarıda isimleri sıralanmış futbolcuların, topa hükmetmedeki teknik kapasiteleri çok ciddi ve büyük farklılıklar göstermemektedir. Aynı futbolcuların takımlarında üstlendikleri görevlerde de, birkaç küçük detay hariç, aykırılık bulunmamaktadır. Bu üç futbolcu arasından bizimkileri, bizim spor basınının taraf kalemleri, yani F.Bahçelilerle Beşiktaşlılar, hatta hatta bazı G.Saraylı olanları da, yere göğe sığdırmakla da kalmayıp, onları takımlarının maç kazanma adına bir numaralı kozu olarak göstermekle adeta birbirleriyle yarışmaktadırlar! Peki, neden Zidane, dünyanın en büyük kulüplerinden Juventus ve Real Madrid formaları giyer de, Sergen ve Yusuf, Edirne ile Kars arasındaki sınırlar arasında sıkışır kalırlar? Çünkü; bizimkileri yazan, yorumlayan spor basını, daha onlar Zidane'ın ayakkabısının bağı seviyesine gelmeden şişirmiş, içlerini suni hava ile doldurmuştur. Peki, Zidane ile Yusuf ve Sergen arasındaki büyük kulüpte oynama ve çok büyük paralar kazanma farkı hangi faktörlerler sebebiyle oluşmaktadır? Mesele de buradadır. Zidane, bugün Real Madrid'de, hem Figo, hem Raul, hem Ronaldo, hem de Beckham'ın bulunuşu sebebiyle, 33 yaşına rağmen, belki de dünyanın en çok koşan ve en etkili orta saha oyuncusu olarak karşımızda durmaktadır. Geri dörtlüsünün, ya da soldan kaydırmalı arka üçlüsünün önünde bugün geçen yıllardan farklı olarak, hem ön libero görevini yapmakta, hem de Real Madrid'in bütün ataklarını organize etmekle sorumludur. Forvet bloğunu desteklemek, savunmaya yardımda da Sergen, Yusuf'un ömürleri boyu göstermedikleri kadar sürekliliği bir maçta sergilemektedir. Zidane'ın, "Asrın futbolcusu" unvanının elde edişinde, hiç kuşkusuz, bilgili, araştırmacı bir spor basının da payı çok büyüktür. Çünkü, o spor basını, Zidane, bugünkü Zidane olarak yazmaya Fransa'nın 1998 Dünya Kupası'nı kazanmasından çok kısa bir süre önce, ya da 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında başlamıştır. Oysa bizdeki spor basını, Yusuf'la Sergen'i daha Zidane'ın ayakkabısı dahi olmadan şişirmiş, pompalamış ve birer kıytırık şöhret yaparak aslında her iki futbolcuya da kötülük etmiştir. Futbol sahasından daha çok gece icratlarıyla anılan bizimkiler, uluslararası arenada en küçük bir flaş bile patlatamadıkları halde gerek televizyonlarda, gerekse de gazetelerde, Zidane'ın İspanya veya Fransa'daki medyada yer alışının 5-10 katı kadar arz-u endam etmekdedirler. İşte doktoru hasta olan hastanın hali... Sağlıklı doktorların bulundukları yerlerde ise, örneğin İspanya'nın gününümüz Real Madrid'inde; Zidane'ın yeni görevi 15 yıllık futbol hayatının en zoru olarak sürmektedir. Hem de bizim şişirilmiş şöhretlerden daha yaşlıyken...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.