Dr. A. Faruk Levent Geçtiğimiz hafta erken çocukluk çağının gelişim açısından öneminden ve ülkemizde okul öncesi eğitimin genel durumundan bahsetmiştik. Bu yazımızda ise bu alanda yaşanan problemleri ele alarak çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağız. Okul öncesi eğitimi, ihmale gelmeyecek kadar hassas bir konudur ve bu yönde sağlanacak eğitimin, "hijyenik olması, genel sağlık ve materyal bakımından zengin bir ortamda" verilmesi gerekir. Ancak bazı anaokullarındaki mevcut durum göz önüne alındığında bunların derslik, öğretmen, donanım ve materyal ihtiyacı açısından oldukça fazla problemi olduğu kabul edilmelidir. Bu problemlerin altında yatan sebeplerin başında; özellikle büyük kentlerdeki okullarda öğrenci sayısının fazla olması ve anasınıfı öğrencileriyle (1-8. sınıf arası) ilköğretim öğrencilerinin aynı binayı kullanıyor olması gelmektedir. Oysa sağlıklı bir okul öncesi eğitim ancak müstakil bir binada mümkün olabilir. Ayrıca anaokullarında çocukların rahatça oynayabileceği bir bahçe olmalıdır. Eğer ilköğretim binalarında anasınıfı bulunacaksa, mevcut ortamların elverişli hâle getirilmesi için ciddi yatırımlar yapılmalıdır. Türkiye'de okul öncesi eğitim hizmetlerinden faydalanan çocukların sayısını artırmak ve okullaşma oranını AB ve OECD ülkeleri düzeyine çıkarmak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Ancak ülke olarak asıl amacımız, erken çocukluk döneminde okullaşma oranını plansız bir şekilde artırmak değil, nitelikli hizmetler yardımıyla belirlenen hedeflere ulaşmak olmalıdır. ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ Dolayısıyla okul öncesinde eğitim hizmeti sunan ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak kalite standartlarının belirlenmesi ve bu yönde etkili denetim mekanizmalarının oluşturulması büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte okul öncesi eğitim konusunda özel sektörü işin içine alacak alternatif eğitim modellerinin değerlendirilmesi ve anaokulu açmak isteyen girişimcilerin teşvik edilmesi bir öneri olarak sunulabilir. Özel sektörün ulaşamayacağı ve yatırım yapamayacağı bölgelerde de devletin yerel yönetimleri devreye sokarak birtakım girişimlerde bulunması yeni açılımlar sağlayabilir. Okul öncesi dönem, beyin gelişimine sağladığı büyük katkıya paralel olarak, beşerî sermayeye yapılan yatırımlar içinde getirisi en yüksek olanıdır. Bu nedenle erken çocukluk döneminde eğitim yalnızca kritik bir eğitim basamağı değil, aynı zamanda ülkemizin gelişimi için stratejik bir değere sahiptir. Geçtiğimiz kasım ayında yapılan 17. Milli Eğitim Şurası'nda 60-72 aylık çocukları kapsayan bölümün zorunlu hâle getirilmesi ve genel bütçeden okul öncesi eğitime aktarılan payın artırılmasına yönelik isabetli kararlar alınmıştır. Toplumumuzun geleceği bakımından çok önemli bir konu olan okul öncesi eğitiminde istenilen yaygınlık oranına ulaşmak ve bu eğitimin niteliğini artırmak için bu kararları hayata geçirecek çalışmalara vakit kaybetmeden başlanmalıdır. PENCERELER Emre erdoğan emre.erdogan@ihlaskoleji.com HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY: STEVE JOBS 1 dolarlık milyarder! Kanserden ölen, Apple'ın kurucusu ve CEO'su Steve Jobs birçok buluşa imza atmış, insanların hayatını kolaylaştırmıştır. Jobs'un Stanford Üniversitesinde yaptığı konuşmayı dinleyenleriniz varsa (dinlemeyenler için önerilir) oldukça ilginç bir hayat hikâyesi olduğunu bilirsiniz. Babası Suriyeli, Abdülfettah adında bir Müslüman olan Steve Jobs hakkında bilmediğiniz 3 şey... 1. Yıllık maaşıyla ancak bir "elma" alınır: Dünyanın maddi anlamda en değerli markasının CEO'su Steve Jobs, maaş olarak yıllık sadece 1 dolara çalışıyordu. 2007'de yaptığı bir konuşmada Jobs, maaşıyla dalga geçerek: "İşe gitmekle maaşımın yarısını alıyorum, yani 50 Cent kazanıyorum, geri kalanını kazanmamsa performansıma bağlı" demişti. Fakat, Jobs arkasında devasa bir miras bıraktı. Sadece 2006'da Disney'e sattığı Pixar'dan 7 milyar dolar kazandı. Apple'daki hissesiyle beraber, dünyanın en zengin 110. kişisi (Apple'ı daha önce satmayıp tüm hisselerine sahip olsaydı 5. zengin konumunda olacaktı.) 2. Kola şişelerinin depozitolarıyla yemek yemiş: Ailesinin bütün parasını harcadığını düşünerek Reed Üniversitesinden ayrılan Jobs, yük olmamak için pek para da istememiş ailesinden. Kola şişelerini toplayıp depozito paralarıyla günü kurtarmış ve ancak pazarları kilisenin verdiği yemekle doğru düzgün karnını doyurabilmiş. 2. Neden elma? Pazarlama dâhisi olan Steve Jobs, Apple şirketini kurduğunda, şirketin ismi bir elma türü olan Macintosh imiş. Daha sonra "yasaklı meyve" olması hasebiyle ısırılmış bir elma figürünü seçmiş. Bu meyanda, elma simgesinin, bilgisayar biliminin öncülerinden olan ve zehire batırdığı elmayı ısırarak intihar eden Alan Turing'e ithafen kullandığını düşünenler de var. Paylaşım merkezi Guinness'lik 'deliler' Guinness Rekorlar kitabında filhakika çok ilginç rekorlar var. Bazıları ilginç olmakla beraber ziyadesiyle garip: > Mesela Amerika'da Leslie adında bir kadın 7 saniyede bavuldan çıkma rekoru kırmış. Bir insan niye bavula girer ki? Ha, bavulun fermuarı kapalıymış bu arada! > Christian Adam adında bir beyefendi ise ne yapsam da bu kitaba ismimi yazdırsam diye uğraşmış ve bisiklete bineyim ve aynı anda keman çalayım demiş. Bakmış bunu yapmışlar, o da o zaman geri geri giderim demiş ve bisiklete ters binip tam 5 saat 9 dakika boyunca 60 kilometre yol yaparak rekorlar kitabına girmiş. > Joe Allison adında bir çocuk ise 2008'de, "yüzüne en fazla kaşık koyabilme" rekoru kırmış. Gözleri ve kaşları hariç yüzünün her yerine tatlı kaşığı koyan çocuk, toplamda 16 kaşık ile bu rekorun sahibi. (Rekor ilginç ama inşallah o kaşıkları yıkamadan yemek yememiştir!) Haftaya Türk Guinness rekorları... LÜGATİ'T UYDURUKÇA Bin yıllık Türk-İslam tarihinde aşağıdaki uydurukça kelimelerin hiçbiri yoktu. Güvence Teminat Eşlik etmek Refakat etmek Giz Sır Eş Zevc/Zevce- Karı/Koca Gelgit Metcezir Biliyor muydunuz? Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde, her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık destek, Afrika'daki insanların yüzde 75'inin günlük gelirinden daha fazladır. Kalemin yazdıkları "Evlenmeden önce çocuk yetiştirmekle ilgili 6 teorim vardı. Şimdi 6 çocuğum var ve teorim falan kalmadı." [Wilmot] tweetçi Utku Öztürk twitter.com/twtci utku.ozturk@ihlaskoleji.com bilenadam Biz çocukken Acun'un, Hülya Avşar'ın karşısında yalvarmazdık. Ne saçmalarsak saçmalayalım Barış Ağbimiz bize 10 puan verirdi zaten. OrhanGunesh Tüm dünya iPhone5'i beklerken iPhone4S'i tanıtan Tim Cook resmi siteden şu açıklamayı yaptı: iPardone. _ertemsener Futbol 11 kişi ile oynanan sonuç da Türklerin hep diğer maçların sonuçlarına muhtaç kaldığı oyundur. myaweb Msn'de bi arkadaşım var 2008'den beri meşgul, dünyayı kurtarıyo sanki artiz. FuCCaa Blackberry Ceo'sunu aradım problem ne dedim "Abi deli gibi yazışmayınca şarjlarının 1 hafta gittiğini ispat edebilmek için yaptık" dedi. tekerleklibavul Şu anda bir yerlerde bir öğretmen öğrencilerine "Susun artık. İlla hepinizi tek tek mi uyarayım? Bunu mu istiyosunuz?" diyodur kesin. tootsieroll 4 şeyden nefret ederim: -Ağlayan misafir çocuğu, -Bağıran misafir çocuğu, -Laf dinlemeyen misafir çocuğu, -Bilgisayar hastası misafir çocuğu. aly Sen gidince Counter Strike'daki rehineler gibi savunmasız, Teletabiler kadar anlamsız, Cedric gibi yalnız kaldım. 3/C sınıfından Ali. Huhu Bugün biri beni ekledi, bir başkası takibe aldı, biri dürttü, biri titreşim yolladı, biri retweet etti, biri fotoğrafımı beğendi, ama kimse benimle konuşmadı. etkili-yorum Salih UYAN salih.uyan@ihlaskoleji.com Sosyal medyada kariyer intiharı Bir iş görüşmesi yapıyordum. Masanın diğer ucunda oturan iyi giyimli, yakışıklı beyefendiye içim ısındı. Gayet iyi bir üniversiteden mezun olmuş. Özgüveni tam gözüküyor. Mülakata geçmeden önce biraz ön bilgi sahibi olmak için masanın üzerinde duran özgeçmişine bir bakayım dedim. Ve irtibat detayları arasında mail adresini gördüm: "gecelerinprensi82@bilmemne.com" Güvenlik biriminin gece vardiyasına eleman arıyor olsaydık belki bu kadar olumsuz etkilenmezdim. Ama bir öğretmen adayı için çok vahim bir hata olduğu kesin. Bu anlattığım aslında gayet masum bir örnek. Yaşanan öyle hadiseler var ki "Temel bir gün..." diye başlayıp anlatılsa ortalığı kırar geçirir. Mesela iş görüşmesine gelen aday Mozart hayranı olduğunu, satranca bayıldığını ve bir şiir kitabı için hazırlık yaptığını anlatıyor heyecanla. Mülakatı yapan kişi de görüşme devam ederken bilgilerin sağlamasını yapmak için google'a adayın ismini yazıyor. İşte sonuçlar: Adayımız Serdar Ortaç'ın fan sitesinde kıdemli bir üye... Amatör yazarların buluştuğu edebiyat sitesinde berbat bir şiiri var. Okey oynanan bir sitede üst üste üç hafta en yüksek puanı alan üye seçilmiş. Facebook'ta "Ben bir otum, yırtıktır kotum" cinsinden garabet bir grup kurmuş. Son attığı twiti buraya yazsam, gazetedeki son yazım olurdu bu kesin. Örnekten de anlaşılacağı üzere hayal ürünü dijital profiller ancak pazara kadar online kalıyor. Yaşanan rezaleti "Bir ben vardır bende, benden içeri" derinliğinde açıklamaya kalkışanlarsa, kariyerlerine sıvama ustası olarak devam ediyor. Tam tersi durumlar da olabiliyor tabi. Sanal kimliğinden çok etkilendiğiniz bir kişi, etiyle kemiğiyle karşınıza gelince çok dramatik anlar yaşanabiliyor. Mesela profilinde en sevdiği yazar bölümüne Orhan Pamuk yazan kişi, mülakat esnasında "Bu yazarın en sevdiğiniz eseri nedir?" sorusuna "Kaşağı" diye cevap verebiliyor. Sonuç olarak, doğru söyleyeni kovan köylülerin etkisinde kalıp dürüstlüğü tercih etmeyenler, şehirde maalesef doğan görünümlü şahin muamelesi görüyor. Siz istediğiniz kadar tamponu, farları değiştirin. Havanız, motor kapağını açana kadar sürüyor. Gerçek dünyadaki profilini güncelleyebilirsiniz. Ama lisedeyken oluşturduğunuz dijital profil iş hayatınız boyunca sizi takip ediyor. Diplomadaki not ortalamanız çok yüksek olabilir. Ama unutmayın: Dijital dünya sıfır ve birlerden oluşuyor.