> Sinem Bütün Ebeveyn olma kavramını birkaç kelimeyle anlatın deseler hepimiz, duygularımız doğrultusunda tanımlamalar yaparız. Ama onların içinde bir tanesi vardır ki anne baba olduğumuz andan itibaren hep yanı başımızdadır... Stres! Herkes bilir ki çocuk yetiştirmede hiçbir dönem yoktur ki stressiz geçsin. Bazı anlar daha az zorlu olabilir; ama genele bakıldığında çocuk yetiştirmek inişleri ve çıkışları bol olan bir süreçtir. Uzmanlar, stresin, özellikle de makul dozda olanların performans artırıcı olduğunu, bizi dinamik ve herhangi bir duruma karşı hazırlıklı tuttuğunu söyler. Fakat aşırı stresin sağlığımızı ve insan ilişkilerimizi yerle bir ettiği de bir gerçektir. Ebeveyn olmak hiç de kolay değildir; ama çocuklarınızı motive edip onlarla sağlıklı bir iletişim kurabilirseniz daha az stresli hâle gelebilirsiniz. İşte size birkaç ipucu: Onlarla zaman geçirin Sağlıklı bir iletişim, çocuklarınızla kurduğunuz bağı güçlendirmek için önemli bir yoldur. Çocuğunuzla oturun, oyunlar oynayın, yürüyüşe çıkın ve en önemlisi onunla konuşun. Bu yaptıklarınız ileride çocuklarınızın mutlulukla anlatacağı küçük hatıralar olacaktır. Eğer bir ev kadınıysanız ya da evde uzun süre bulunabilecek bir işiniz varsa, çocuğunuz size ihtiyaç duyduğunda, onun yanında olmak sizin için harika bir fırsattır. Bu fırsatları, eğlenceli ve onları geliştirecek aktivitelerle faydalı hâle getirin. Disiplin için kararlılık şart Hepimizin bir disiplin anlayışı vardır; ama bunu uygularken acımasız olmamak gerekir. Kararlı ve olabildiğince anlayışlı olmaya çalışın. Eğer çocuğunuz bir hata yapmışsa, bağırmadan, ılımlı ama uyarıcı bir tonla ona açıklama yapın. Her küçük hata için yüksek sesle azarlamak onu inatçı ve asi bir çocuk yapacaktır. Düşünceli olmak zorundasınız. Bu yüzden soğukkanlılığınızı korumalısınız. Gergin olduğunuzu hissettiğiniz an, bulunduğunuz ortamı bir süre terk etmek sakinleşmeniz için çok faydalı olacaktır. İletişim, olmazsa olmazdır Çocuğunuzla mümkün olduğu kadar çok bağ kurmaya çalışın. Onu dinleyin ve ona çocukken yaptıklarınızdan söz edin. Kendi görüşlerinizi kabul etmesi yönünde onları zorlamayın. Bunun yerine çocuğunuzun bakış açısını ve hayatı algılayışını anlamaya çalışın. Akıl hocası olun Vermeyi düşündüğünüz öğütlerin uygulamasını önce siz yapın. Bunu yapabilmek iyi bir ebeveyn olmanın altın kuralıdır. Çocuğunuzun yemek sırasında televizyon izlemesini istemiyorsanız, siz de izlemeyin. Onların uzun süre kitap okumasını ya da ders çalışmasını istiyorsanız, benzerini yaparak onlara örnek olun. Kısaca, çocuklar ailelerini takip ve taklit eder. Yaptığınız her şeyde, çocuklar sizin adımlarınızı izler. Derler ki, "Çocuklar gülmeyi ailelerinden öğrenir." O hâlde evlatlarınızda olumlu davranışları geliştirmek ve iyi huylar oluşturmak için onlara kendi örneklerinizle liderlik edin. Stres, baş edemediğimiz fiziksel ya da duygusal talepler olarak tanımlanır. Bu talepler, sabah çocuğunuzu okula götürdüğünüz andan gece yatırana kadar geçen sürede karşılaştığınız tüm güçlükleri kapsar. Zannederiz ki sabrımızı zorlayan, bizi gerginlikten yoran tüm zorlukları çocuklar yapar; ama tüm bunlara sebep olan aslında bizleriz. O zaman, size yardımcı olmak için yazılmış yukarıdaki birkaç ipucunu, başucunuzda tutmaya ne dersiniz? Paylaşım merkezi AMAZON - KINDLE DENİLEN ŞEY! Yeni yeni duymaya başladığımız; fakat hayli yabancı olduğumuz bir teknolojik araç çıktı piyasaya: Kindle. Piyasaya çıktı derken bizim piyasamızda henüz çıkmadı. Başta sadece Amerika'da (Amazon'da) satılmakta olan ürün, şu anda çoğu ülkede revaçta. Peki, nedir bu Kindle? Kindle; sadece kitap, dergi, gazete neşriyatlarının okunabilmesi için tasarlanmış bir cihaz. "Ya ben kitabın kendisinden vazgeçsem Kindle'a niye para vereyim; bilgisayarımda okurum, müsrifliğin lüzumu yok!" demeyin, çünkü Kindle'ın çok farklı ve çekici özellikleri var. Oldukça kullanışlı ve şekli itibariyle kolay taşınabilir. Cihaz, e-ink (elektronik mürekkep) teknolojisiyle çalışıyor, bu da yeni ve çığır açan bir teknoloji. Cihazın arka ışığı bulunmadığı için saatlerce okusanız dahi cihaz gözü yormuyor; fakat aydınlıkta okumak gerekiyor. Görünümü gerçek kitapla neredeyse aynı. Pili ise 30 gün dayanabiliyor. HEPSİ BİR KİTAPTAN KÜÇÜK... Cihazı aldığınızda Amazonun yaklaşık 350 bin kitaplık arşivinden de yararlanabiliyorsunuz. Kitap ücretleri aşağı yukarı 10 dolar, pek değişmiyor. Satın aldıktan sonra en fazla 1 dakikada Kindle'ınıza iniyor ve okumaya başlayabiliyorsunuz. Gelelim cezasına: Amerika'da 259 dolara satılıyor. Diyelim ki Türkiye'den sipariş verdiniz; yaklaşık 450 liraya Kindle elinizde. Fakat hem bağlantı hem de Kindle'ın çalışma sistemi sebebiyle (henüz) Türkçe e-kitapları okuyamayacaksınız. İngilizce okuyacağım derseniz o başka tabi. Ha bir de şu var: Kindle 1500 kitabı muhafaza edebilecek hafızaya sahip. Yani okuduğunuz 1500 kitabı evinizdeki kitaplığınıza koyup gelen misafirlerinizin "Bunların hepsini okudun mu?" sorusuna gururla evet diyemeyeceksiniz; çünkü hepsi, bir kitaptan daha küçük olan Kindle'ın içinde olacak. Velhasıl-ı kelam, Türkiye'deyseniz ve Türkçe okuyacaksanız biraz bekleyeceksiniz; çünkü Türkiye bekliyor. Bizde hâlâ kitabın kokusu, sayfa kenarını kıvırma, şekilli ayraçların yok olacağı konuşulurken Amerika'da toplam e-kitap satışları, basılı kitap satışlarını geçmiş durumda. PENCERELER Utku Öztürk / Emre Erdoğan utku.ozturk@ihlaskoleji.com HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY: DA VİNCİ'NİN BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ Leonardo, Caterina adlı hizmetçi bir annenin ve Ser Piero adlı yüksek sınıfa mensup avukat bir babanın oğlu. Evde eğitim gören Leo, resmî eğitimde kullanılan Yunanca ve Latince dillerinden biraz mahrum kaldı, fakat o zaten bu dünyada farklı bir dili yaşıyordu, kendi dilini. > Resimsiz ressam: Leonardo da Vinci, bir ressama göre alışılagelmişin dışında, kendisinin hiç resmini çizmemiş, yani Bay Vinci'nin kime benzediğine dair hiçbir bilgimiz yok. > Leonardo da Sucu: Leo, suya âşık bir ressamdır. Birçok proje geliştirmiş suyla ilgili: Yüzen kar ayakkabıları, su altı keşifleri için nefes alma cihazları, cankurtaran malzemeleri ve dahası... Fakat en ilginci, ne olur ne olmaz belki yukardan bir tehlike olur diye, dalma hücresine benzer, yukarıya saldırı yapabilen bir dalma aracı geliştirmiş. > İki elli Leonardo: Disleksi hastası olan, da Vinci, bir eliyle normal yazabilirken, yani soldan sağa, aynı zamanda diğer eliyle de sağdan sola yazarak bir ayna görüntüsü oluşturabiliyordu ki okumaya çalışan kişi bunu okuyamıyordu. Zaten amacı da buydu. Solla yazdığı ise ayna tutularak anlaşılabiliyordu. BİLİYOR MUYDUNUZ? AVRUPALILARIN KARANLIK DÜNYASI Avrupa'da, 19. yüzyılda bile karanlık fikirler hüküm sürüyordu. Oradaki bağnaz kesimler, teknolojiye ayak uyduramıyordu. Bununla ilgili, Klönische Zetung 18 Mart 1819 tarihli gazetede çıkan bir yazıda şöyle geçiyor: "Geceleri yolların sokak lambalarıyla aydınlanması, teolojik sebeplerle ayıp bir şeydir. İlahi nizam ve karanlığı insan bozamaz." Batıda durum bu iken, bu tarihten yaklaşık bir milenyum önce, 950 yılında Endülüs'teki Kurtuba şehri, arabalarla düzenli olarak temizleniyordu ve evlerin dış duvarlarına yerleştirilen lambalarla caddeler aydınlatılıyordu. GOOGLEARENA Arama motorlarına göre karşılaştırma 3.8 milyar KİTAP 423 milyon KINDLE 50 milyon SÖZLÜK 564 bin LÜGAT 1 milyar VIKIPEDI 6 milyon ANSİKLOPEDİ etkili-yorum Salih UYAN salih.uyan@ihlaskoleji.com Depreme dayanıklı yuva kurmak Yaşadığımız toplumun belki de en büyük meselesi giderek artan boşanma vakalarıdır. Boşanma davalarına bakan avukatların gelir seviyesinin yükselmesi, toplumdaki huzur seviyesindeki düşüşün bir numaralı göstergesidir. Yapılan araştırmalar, boşanma oranlarındaki artışla ilgili birçok sebep ortaya koyuyor. Bir numaralı sebep elbette ahlaki yozlaşma. Merkez üssü Avrupa olan ahlaki çöküş, ülkemizde de hissediliyor. Toplumun silüetini bozan çarpık çiftleşme sonucunda en ufak bir sallantıda dahi yıkılmaya meyilli yuvalar, cemiyet hayatımızı tehdit ediyor. Temel sağlamlaştırma çalışmaları yetersiz. İzdivaç kelimesini çiftleşmeyle eş anlamlı zanneden genç nesil, zemin etüdü yapmadan kurdukları yuvalarında tedirgin yaşıyorlar. Televizyonda yayınlanan eş bulma programları, yaşanan trajediyi kayıt altına alıyor. Araştırmalar, ayrıca sanayi toplumuna geçişle birlikte yaygınlaşan çekirdek aile modelinin de boşanmaları tetiklediğini gösteriyor. Sosyal Antropoloji profesörü Leache'e göre kendilerini hayattan soyutlayan çekirdek ailenin üyeleri kendi yalnızlıklarında bir araya gelerek birbirlerinden çok fazla istekte bulunuyorlar. Eşlerin sürekli birlikte vakit geçirme çabası ve bazen mecburiyeti, hem sosyal ilişkileri zayıflatıyor hem de evliliği yıpratıyor. Bir yakınına içini boşaltamayan eşler, giderek birbirinden uzaklaşıyor ve sonunda içlerini bir hâkime döküyorlar. İki yetişkinin meydan kavgasında, arada kalan çocuklar da yumruklardan nasibini alıyor elbette. Ebeveynlere normal gelen bir atışma bile, çocuk tarafından savaşın ortasındaki bir çatışma şiddetinde algılanıyor. Eşlerin birbirine bağırması, çocuğun dünyasına yıllarca yankılanacak acı bir feryat olarak yerleşiyor. Mahkeme salonlarında yapılan pazarlıklar, çocuğu ya annesinden ya da babasından ayırıyor. Çocuğun velayetini alan taraf evine dönerken geriye evladından ayrılmış bir insan ve canından koparılmış bir çocuk kalıyor. Anneyle babanın arasında yakar top oyunundaki ebe gibi bir oraya, bir buraya koşturan çocuklar, minicik ellerini açmış can almaya çalışıyorlar. Malzemeden çalınarak kurulan yuvalar, en ufak bir sallantıda çatırdamaya mahkumdur. Eşler, çekirdek ailenin hapishanesinden kurtulup nefes alıp vermeye başladıklarında huzur artar. Sabır, şükür, tevekkül gibi mefhumlar, kurulan yuvaların harcına katıldığında birçok hastalık da kendiliğinden ortadan kalkar. Toplumun huzuru, ailenin huzuruna bağlıdır. tweetçi twitter.com/twtci tootsieroll Fenerbahçe yeni sezona Daltonlar tasarımlı sarı lacivert forma ile çıkacakmış. komedyieni En mütevazı sporcular tenisçiler bence, maç bitmiş herif dünya şampiyonu olmuş yalnız başına sünnetçi gibi çantasını topluyoo... ekaplangi Fb şampiyonluğu iptal olursa, Fenerliler kendilerini kaç gün şampiyon zannetmiş olacaklar bu sefer? RegyMania Fırından ekmek seçerken fırıncı bir şey diyecek diye yaşadığım korkuyu Testere 10 çıksa gene yaşamam... yazi_isleri Şike aramalarında bir büroda, ofsayttan atılarak hakem tarafından verilmiş 3 adet gol de bulundu. Tie5TO Okul arkadaşları tespih gibidir; tahsil biter, iplik kopar, her biri bir tarafa dağılır. UcamayanAdam Bunca zamandır beni uyandıran alarmım evi terketmiş, bir de not bırakmış; "Beni sürekli erteliyorsun". alittter Devren satılık pazartesi. İşi gücü, sıkıntısı, stresi hepsi içinde. sutlucigkofte Alkışı kim bulduysa onu dünyanın en lüzumsuz işlerle uğraşan adamı ilan ediyorum. İki eli birbirine çarpıyosun falan ne garipçe bi hareket ya. SerdarGnC1 Onu bunu bilmem yılın en muhteşem golü Türk polisinden.