Adalet nedir? (1)

A -
A +

Sual: Tanrı'nın yaptıkları aklıma uymadığı için inanmıyorum. Tanrı bizi zoraki bir sınava sokuyor. Örneğin ben okula gidip, sınavları kazanırsam mezun olur, diploma alırım. Gitmezsem mezun olamam. Ama burada okula gitmek veya gitmemek gibi bir seçeneğim var. Halbuki, bu dünyaya gelirken ve kulluk imtihanına girerken, bana bir şey sorulmadı. Sorulsaydı, ben bu imtihana hiç girmezdim. Belki bir hayvan veya toprak olmayı isterdim. Bana sorulmadan yaratıp da, sonra beni sorguya çekmek adalete uyar mı? Böyle tanrı, nasıl adil olabilir? CEVAP: Allahü teâlânın adaleti ile kulların arasındaki adalet birbirine benzemez. Yanlış olarak, kullara benzetildiği için, işin içinden çıkılamıyor. İnsanlar arasındaki adalet, bir âmirin, ülkesini idare için koyduğu kanunlar içinde hareket etmesidir. Zulüm ise, bu kanunun dışına çıkmaktır. Her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, hakimler hakimi, her şeyin asıl sahibi ve tek yaratıcısıdır. Üstünde bir âmiri, sahibi yoktur ki, Onu bir kanun altında bulundursun. Bundan dolayı, (Allah'ın yaptığı şu iş, adalete uymuyor) denilemez. Adaletin bir başka tarifi ise kendi mülkünde olanı kullanmak demektir. Zulüm ise, başkasının mülküne tecavüzdür. Kâinat ve içinde bulunan her şeyin yaratıcısı Allahü teâlâ olduğuna, Ondan başka yaratıcı bulunmadığına, hiçbir kimse, hiçbir şeye sahip olmadığına göre, Rabbimizin yaptığı işler, hiç kimsenin malına, mülküne tecavüz değildir. Onun yaptığı işler için, (Adalete uymuyor) denilemez. Yasak ettiği bir şeyi, daha sonra serbest bırakabildiği gibi, önceden serbest ettiği bir şeyi de daha sonra yasaklayabilir. Mülk Onundur, dilediği gibi kullanır. Kimsenin bir şey sormaya hakkı yoktur. Allahü teâlâ dileseydi, bizi kedi köpek olarak da yaratabilirdi. Niye beni hayvan yarattın demeye hakkınız var mı idi? Bakkaldan çay şekeri alırız, kimimiz onunla çay içeriz, kimimiz de helva yapar yeriz. Şekerin bir şey demeye hakkı var mı? Ne diye falanca bakkaldan aldığını çayda içtin de, beni helva yaptın diyebilir mi? Madem şeker benim malımdır, mülkümdür; onu dilediğim gibi kullanırım. Başkasının, bu şekerle niye helva yaptın demeye hakkı olamaz. Allahü teâlânın indinde de, canlı-cansız, insan-hayvan, hepsi onun mülküdür. Dilediği gibi tasarruf eder, hiç kimse bir şey soramaz. Bize konuşma özelliğini veren de Odur. Mülk Onundur. Her şeyi ve herkesi yoktan var eden Odur. Şöyle yapanı Cehenneme, şöyle yapanı Cennete koyarım dedi. İmtihana soktu. Kazananı Cennete, kaybedeni Cehenneme attı. Aslında imtihan yapmadan da, istediğini Cennete, istediğini de Cehenneme koyabilirdi. Mülk onundur, başkasının malına mülküne tecavüz yok ki, adalete uyulmuyor densin. Allahü teâlâ, yarattıklarının hepsini Cehenneme atsa, yine adaletsizlik olmaz. Ama O merhamet etmiş, şunları yapanı Cennete koyarım demiş, bu da Onun bir ihsanıdır. Cehenneme atsa idi bir şey diyebilir miydik, itiraz edebilir miydik? Etsek bile, elimize ne geçerdi? (Devamı var.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.