Adalet nedir?

A -
A +

Sual: Eski dinlerdeki insanlara yasak olmayan bazı şeylerin Müslümanlara yasak olması, şimdiki insanlara serbest olan bazı şeylerin, eski insanlara yasak olması, kiminin güzel, kiminin çirkin, kiminin sağlam, kiminin sakat yaratılması adalet mi? CEVAP: Adalet, kelime olarak, bir şeyi yerli yerine koymak demektir. Adalet, bir âmirin, ülkesini idare için koyduğu kanunlar içinde hareket etmesidir. Zulüm ise, bu kanunların dışına çıkmaktır. Her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, her şeyin asıl sahibi ve tek yaratıcısıdır. Üstünde bir âmiri, sahibi yoktur ki, Onu bir kanun altında bulundursun? Bunun için, (Allah'ın yaptığı şu iş, adalete uymuyor) denilemez. Adaletin bir tarifi de kendi mülkünde olanı kullanmak demektir. Zulüm ise, başkasının mülküne tecavüzdür. Kâinat ve içinde bulunan her şeyin yaratıcısı Allahü teâlâ olduğuna, Ondan başka yaratıcı bulunmadığına göre, hiçbir kimse, hiç bir şeye sahip olmadığına göre, Rabbimizin yaptığı işler, hiç kimsenin malına, mülküne tecavüz değildir. Onun yaptığı işler için (Adalete uymuyor) denilemez. Yasak ettiği bir şeyi, daha sonra serbest bırakabildiği gibi, önceden serbest ettiği bir şeyi de daha sonra yasaklayabilir. Mülk Onundur, dilediği gibi kullanır. Kimsenin bir şey sormaya hakkı yoktur. Gayri müslim ülkede doğmak Sual: İslâm ülkelerinde doğan çocuk, dinini kolayca öğrenip Cennete gidiyor. Gayrı müslim ülkelerdeki çocuklar bundan mahrum kalıyor, gayri müslim olarak yetiştiği için Cehenneme gidiyor. Bu haksızlık değil mi? Buna adalet denir mi? CEVAP: Adalet ve ihsanı karıştırmamalı! Allahü teâlâ, her ülkede yetişen kulları için, adaleti fazlası ile yapmıştır. Yani akıl baliğ olmadan ölen kâfir çocuklarını Cehenneme sokmayacaktır. Akıl-baliğ olduktan sonra, İslamiyet'i duymadan ölen kâfirlere de azap yapmayacaktır. Bunlar, İslâm dinini, Cenneti, Cehennemi işittikten sonra, merak etmez, öğrenmez ise, inat edip inanmazsa, o zaman azap görecektir. Akıl baliğ olan, ana baba ve çevrenin tesirleri altında muhakkak kalır denilemez. Eğer kalsaydı, yıllardır İslâm ülkelerinde, İslam terbiyesi altında yetişen yüzlerce Müslüman evladı, İslam düşmanlarının yalanlarına, iftiralarına aldanmaz, dinsiz, din düşmanı olmazdı. Bunlar, akıl baliğ olunca, hatta kırkından sonra, hoca olanları bile, dinden çıkıyor, din düşmanı oluyor ve din düşmanlığında önderlik ediyorlar. Ana babasına, komşularına ve akrabasına, yobaz, gerici diyerek alay ediyorlar. Bu pek acı örnekler, ana baba terbiyesinin tesirinin devamlı olmadığını açıkça göstermektedir. Bunun içindir ki, bugün dinden çıkmak, bütün dünyayı saran bir afet halindedir. Diğer taraftan, birçok kâfirlerin, ilim, fen adamlarının Müslüman olduğunu görüyoruz. Pek az olsa da, dinini değiştirmeyenlerin bulunması, ana baba terbiyesinin tesirinin, bazen de devamlı olduğunu gösteriyor denirse, bir çocuğun Müslüman evladı olması, İslam terbiyesi ile yetişmesi, Allahü teâlânın bir ihsanıdır. Kâfir çocuklarına bu ihsanı yapmıyor, ama kimseye ihsan yapmaya mecbur değildir. İhsan yapmamak zulüm olmaz. Mesela, bakkaldan bir kilo pirinç alsak, tam bir kilo tartması adalet, noksan tartması ise zulüm olur. Biraz fazla vermesi ise ihsan olur. Bu ihsanı istemek, kimsenin hakkı değildir. Allahü teâlânın İslam terbiyesi ile yetiştirmesi, büyük ihsandır. Dilediğine ihsan eder. Kâfir çocuklarına bu ihsanı yapmaması zulüm, haksızlık olmaz. İhsan ettiği kimseler kâfir olursa, bunların cezası da, daha çok olur. (S. Ebediyye) ------ Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.