İslâm ilimleri iki kısımdır: Birincisi Din bilgileri, ikincisi Fen bilgileridir. İslâm âlimi olmak için her ikisini de öğrenmek gerekir. Din bilgilerini öğrenmek ve yapmak, her müslümana gerekir. Yani Farz-ı ayndır. Fen bilgilerinden gerekenleri yalnız bu işte meşgul olanların öğrenmeleri ve yapmaları gerekir. Yani Farz-ı kifaye'dir. Bu iki farzı yerine getiren millet, muhakkak ilerler. Medeni olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (Ahiret nimetlerini isteyene o nimetleri, dünya nimetlerini isteyen de dünya nimetlerini veririz.) [Şura 20] İstemek laf ile olmaz. Sebebe yapışmak, yani çalışmak gerekir. Allahü teâlâ, dünya nimetlerine ve ahiret nimetlerine kavuşmak için, çalışanlara dilediklerini vereceğini vâdediyor. Müslüman olsun, olmasın, beğendiği gibi çalışan herkese, vereceğini bildiriyor. Avrupalılar, Amerikalılar, Japonlar böyle çalıştıkları için dünya nimetlerine kavuşuyorlar. Ortaçağdaki Müslümanları, böyle çalıştıkları için, medeniyet rehberi olmuşlardır. Abbasilerin ve Osmanlıların son zamanlarında, iç ve dış düşmanların tesirleriyle, fen bilgilerini öğrenmekten ve öğretmekten, fen ve sanat üzerinde çalışmaktan mahrum edildiler. Bu sebeple muazzam devletleri çöktü. Din bilgisi, iman, ibâdet ve ahlâktan ibarettir. Bu üçünden biri noksan olursa, din bilgisi, tamam olmaz. Noksan olan şeyin faydası olmaz. Eski Romalılarda, Yunanlılarda ve Avrupa'daki, Asya'daki devletlerde fen bilgisi vardı. Fakat din bilgisi noksandı. Bunun için, fen ve teknikte nail oldukları nimetleri kötü yerlerde kullandılar. Bir kısım sanat eserlerini zevklerde, fuhuşlarda kullandılar. Bir kısmı da teknik vasıtalarını, insanlara zulüm, işkence yapmakta kullandı. Medeni olmaları şöyle dursun, parçalandılar, yıkıldılar, yok oldular. Belaların geliş sebebi İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Dertlerin, belâların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Size gelen musibet, kendi ellerinizle işlediğiniz [günahlar] yüzündendir.) [Şura 30] (Sana gelen her iyilik, Allahü teâlânın [bir ihsanı olarak] gelmekte, her kötülük de [işlediğin günahlara karşılık olarak] kendinden gelmektedir.) [Nisa 79] Peygamber efendimiz buyurdu ki: Ümmetim şu on beş kötü hasleti işlediği zaman çeşitli belalara maruz kalır: 1- Ganimet, çarçur edilir, yerinde harcanmaz. 2- Emanet, emanete hıyanet edilir, ganimet kabul edilir. 3- Zekât cereme telakki edilir. [Vermek istenmez, hile yolları aranır.] 4- Erkek karısının sözünden çıkmaz. [Kılıbık olur.] 5- Ana babaya isyan edilir., sözlerine itibar edilmez. [Geri kafalı, bunak falan denir.] 6- Ana babaya sıkıntı verilir. 7- Kötü arkadaşlara uyulur. [Ayıp olur diye çeşitli günah işlenir.] 8- Camilerde yüksek sesle konuşulur. [Hutbeyi nutuk çeker gibi okumak da buna dahildir.] 9- Kötüler, ehli olmayanlar idareci olur. 10- Şerrinden, zararından korkulanlara ikram edilir. 11- İçki içenler çoğalır. 12- Erkekler haram olan ipeği giyer. 13- Şarkıcı kadınlar çoğalır. 14- Çalgı aletleri, müzik her yere yayılır. 15- Önceki âlimler kötülenir. (Tirmizî)