Sual: İslam Ahlakı kitabında, Hazret-i Osman'ın, "Allahü teâlâya yemin ederim ki, bir kimse, şarap içerken, iman o şaraba der ki, ey melun dur, ben çıkayım da ondan sonra sen gir" dediği bildiriliyor. Bir de bu anlamda hadis-i şerifler var: (İnsan, mümin olduğu halde içki içemez.) [Nesai] (Şarap içenin imanı, gömleğin sırttan çıktığı gibi çıkar.) [Hakim] (İçki ile iman, bir arada bulunmaz, biri, diğerini uzaklaştırır.) [Beyheki] (İçki içenin kalbinden iman nuru çıkar.) [Taberani] Sualim, şarap içenin imanı çıkıyor mu, yani kâfir mi oluyor? CEVAP: Hayır. Dinimizde amel imandan parça değildir, yani şarap içen veya başka günah işleyene kâfir denmez. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah işleyen kâfir olur, hiç Müslüman kalmazdı. Hatta (amel imandan parçadır, günah işleyen kâfir olur) diyen sapıklar da, Müslüman olamazdı. Çünkü masum yani günahsız olmak, Peygamberlere mahsustur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı a'zam hazretleri, (Mümin büyük günah işlese de imanı gitmez, kâfir olmaz) buyurdu. Günahı çok olan bir mümin, tövbesiz ölmüş ise, Allahü teâlâ dilerse, günahlarının hepsini affeder, dilerse günahları kadar azap eder; fakat sonunda yine Cennete koyar. Ahirette kurtulmayacak olan yalnız kâfirlerdir. Zerre kadar imanı olan kurtuluşa erer. (2/67) İmam-ı Gazali hazretleri, yukarıdaki hadis-i şerifleri açıklarken, (Kâmil iman sahibi içki içemez, içenin imanı zayıftır) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Cebrail aleyhisselam, "Allah'a şirk koşmadan ölen her Müslüman Cennete girer" dedi. Ben "hırsızlık ve zina etse de mi?" dedim evet dedi. Bunu üç kere sordum. Evet şarap içse de, Cennete girer dedi.) [Buhari, Tirmizi] Secde-i sehvi gerektirmez Sual: (Unutularak bir vacibin geciktirilmesi secde-i sehvi gerektiriyor, kasten geciktirilirse tahrimen mekruh olur) deniyor. İmamın ve yalnız kılanın, son oturuşta salli barikten sonra Rabbena'yı ve başka duaları okuması selam verme vacibini geciktiriyor mu, secde-i sehvi gerektiriyor mu? CEVAP: Hayır gerektirmez. Çünkü orası dua okuma yeri olduğu için, âyet-i kerime ve hadis-i şerifle bildirilen bütün duaları okumak caizdir. Bunun gibi, kıyam kıraat mahallidir. Burada bir rekatta, bir sure değil, 10 sure de 20 sure de okunabilir. Sen çok sure okudun, o zaman, rükuyu geciktirdin, secde-i sehv yapman lazım denmez elbette. Son teşehhüd de böyle, orası dua okuma yeridir, fazla dua edilse de secde-i sehv gerekmez. Nimet-i İslam'da, namazın sünnetlerinin 43.'sünde diyor ki: Salevattan [salli barikten] sonra dua okunur. Namazda Arapça'dan başka dilde dua okumak haram olur. Arapça da olsa, halk sözüne benzememesi için okunan dualar âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden alınmış olmalı. Mesela şu âyet-i kerimeler okunabilir: (Bekara 201, Rabbena... âyeti, Âl-i İmran 8 ve 9, İbrahim 40,41, Kehf 10, Rabbena ile başlayan kısmı, Furkan 74). Nimet-i İslam kitabında, hadis-i şerifte geçen iki dua da örnek olarak bildirilmiştir. Demek ki, dua âyetlerini ve dua hadislerini salli barikten sonra okumanın hiç mahzuru yoktur. Ne kadar çok okunursa okunsun mahzuru olmaz. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com