Âsi olmak

A -
A +

Sual: Peygamberler günah işlemez. Ama okuduğum bir mealde, (Âdem Rabbine isyan etti) diyor. Bunun açıklaması nasıldır? CEVAP: Meallerden din öğrenilmez. Meallerde Peygamberlerin günah işlemediği bildirilmez. Tersine günah işlediği anlaşılabilir. Bunun için meal okumak insanı saptırabilir. Âsi olmak, her zaman Allah'a karşı gelmek anlamında değildir. Mesela, (Ammar bin Yasir, isyancılar tarafından öldürülecektir) hadis-i şerifindeki isyancı, Allah'a karşı gelen anlamında değildir, halifeye karşı gelen anlamındadır. Halifeye günah işleyerek de karşı gelinir, farklı ictihadla da karşı gelinir. Onun için her âsi kelimesini günahkâr olarak nitelendirmemelidir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Dostların günahını, düşmanların günahları gibi sanmamalı. (İyilerin, iyilik sandıkları şeyleri, dostlar, günah bilir) buyuruldu. Bunların günah ve kusurları olsa da, başkalarının günahları gibi değildir. Yanılmak ve unutmak gibidir. Niyet ederek, karar vererek yapılmış değildir. Taha suresinin, (Âdem unuttu, azim ile, karar ile yapmadı) mealindeki 115. âyet-i kerimesi bunu bildiriyor. Demek ki Hz. Âdem günaha azmetmedi. Kasten yapmadı, unutup yanılarak yaptı. Bunun için de affa uğradı. Ama İblis kararla, azimle yaptı ve ebedi lânetlendi. İkisinde de emre muhalefet var; ama birinde unutmak ve yanılmak, ötekinde azim ve karar var. Vacibi inkâr etmek Sual: Farzı inkâr gibi mütevatir hadisi de inkar küfürdür. Ama vacip sünnetten daha kuvvetli olduğu halde vacibin vacibliğini inkâr eden, kâfir olmuyor, sebebi nedir? CEVAP: Mütevatir hadisi inkâr Peygamber efendimizi inkârdır. Bu ise küfürdür. Ama ictihadla bulunan farzı veya vacibi inkâr küfür olmaz. Örnek verelim: Kurban kesmek vacibdir, ama diğer üç mezhepte sünnettir. Onlara siz sünnet demekle, vacibi inkâr ettiniz denebilir mi? Ama bir Hanefi vacibi inkâr ederse mezhepsiz olur. Çünkü kendi mezhebini beğenmemiş olur. Gusülde ağzın içini yıkamak Hanefi'de farz, Maliki ve Şafii'de sünnettir. Onlar farzı inkâr etmiş olmuyor. Ama bir Hanefi bunu inkâr ederse, kendi mezhebinin hükmünü inkâr etmiş olur. Kendi mezhebinin hükümlerini beğenmeyen de en azından mezhepsiz olur. Küfre kadar gidebilir. Namazın farz oluşu Sual: Namaz, oruç, zekat ve hac ne zaman farz oldu? Tesettür ne zaman emredildi? CEVAP: Beş vakit namaz, miladi 621 yılında ve hicretten bir yıl önce mirac gecesinde farz oldu. Mirac'dan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Hicret, 622'de oldu. Ramazan orucu, 624'te farz oldu. Zekat da 624'te ramazan ayında farz oldu. Hac ise 631'de farz oldu. 625 ve 627 yılında kadınlara örtünme emri geldi. Kadınların Peygamber efendimize gelerek sual sormaları, oturup dinlemeleri hicab âyeti gelmeden önce idi. Hicab âyeti gelince, kadın erkek artık bir arada oturulmadı. Kadınlar soracaklarını, ezvac-ı tahirattan sorup öğrendiler. Resulullah ise, 632'de vefat etti. Demek ki Peygamber efendimiz, tesettür âyetinden 5 yıl sonra vefat etti. Ondan önce tesettür yoktu. Önceki hayatını anlatıp, "Resulullah kadınlarla oturup konuşurdu, kadınlar açık gezerdi" demek yanlış olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.