Bir kimse, kendi mezhebine göre yapamadığı veya güçlükle yaptığı bir işi, diğer üç mezhepte yapılması kolay ise, o mezhebin şartlarına uyarak, bu işi o mezhebe göre yapması caizdir. (R. Muhtar c.1, s.51, Mizan, s.18, Hadika s.790) Bir Hanefi'nin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, yapabilmesi için Şafiî'yi taklit etmesinde bir beis olmadığı Bahrürraık ve Nehrülfaık'ta da yazmaktadır. (Tahtavi s.96) İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Müslümanları sıkıştırmak, incitmek haramdır. Şafiî âlimleri, kendi mezheplerinde yapılması güç şeylerin Hanefi'ye göre yapılmasına fetva vermişlerdir. Mesela Şafiî'de sekiz sınıfın her birine zekât verilmesi gerekir. Bugün bu sınıfların hepsi olmadığı için zekât vermek imkânsızdır. Bunun için Şafiî âlimleri, Hanefi mezhebi taklit edilerek zekât verilmesine fetva vermiştir. Çünkü Hanefi'de bu sınıflardan birine vermek kâfidir. (c.3, m.22) Hacca giden bir Şafiî'nin kadınlara dokunma ihtimali çok olduğu için abdestli bulunması imkânsız gibidir. Bu durumda Hanefi mezhebini taklit eder. İhtiyaç yok iken veya mezheplerin kolay gelen taraflarını taklit etmek yani telfîk caiz değildir, haramdır. (Hadika s.207, R. Muhtar s.51] İbni Abidin hazretleri buyurdu ki: (Zaruret olmasa da, harac, yani sıkıntı olunca, diğer üç mezhepten biri taklit edilir. Bir işin, bir ibâdetin sahih olması için dört mezhepten birine uygun olması gerekir. Bir ibâdeti yaparken, şartlarından biri, bir mezhebe, başka biri de başka mezhebe uygun olursa, bu ibâdet sahih olmaz.) [R. Muhtar ] Zaruret olmasa da bir ibâdeti yapmakta güçlük olunca, bunu yapmak için başka mezhebi taklit caizdir. (Mizan, Fetava-i Hayriye, Fetava-i Hadisiye, Mafüvat) Bir Hanefi, kendi mezhebine göre yapamadığı bir işte, başka bir mezhebi taklit edebilir. Bu işi yaparken o mezhebin şartlarını da yerine getirmesi gerekir. Harac [güçlük] olmadan ve şartlarını yapmadan taklit ederse, buna telfîk denir ki caiz değildir. (Merakıl felah haşiyesi) Bir Hanefi, yolculukta namazlarını kaçırma tehlikesi olduğu zaman diğer üç mezhepten birini taklit ederek öğle ile ikindiyi veya akşam ile yatsıyı cem ederek bir vakitte kılabilir. Ancak, taklit ettiği mezhebe göre guslü ve abdesti bulunması, namazı da o mezhebe göre kılması gerekir. Mesela; kadına dokunduğu hâlde, namazlarını cem ederse Şafiî'ye göre abdestsiz kılmış olur. Hanefi'de de yolculukta namazı birleştirmek caiz olmadığından her iki mezhebe göre de namazı sahih olmaz. Namaz, gusül ve abdeste bağlı bir ibâdettir. Şafiî'ye göre abdesti olmayan Hanefi, yolculukta Şafiî'ye göre namazlarını birleştiremez. Birleştirirse telfîk olur, caiz olmaz. (Hulasat-üt-tahkik) Başka mezhebi taklit ederken, bütün şartlarına uyulmazsa, taklit caiz olmaz. Ancak bütün şartlarına uymak imkansız olursa o zaman, uyulabildiği kadar uyulur. Mesela mukimken, zaruret olunca Hanbeli mezhebine göre iki namazı cem etmek caizdir. Ancak Hanbeli'de de gusülde ağzın içini yıkamak farzdır. Bunun için ağzında dolgu olan birisi, zaruretsiz Hanbeli'yi taklit edemez. Zaruret olunca da telfîk olmaz, caiz olur. Çünkü başka çare kalmamıştır. Namazı kazaya bırakmak haram olduğu için, Hanbeli taklit edilerek iki namaz cem edilir. (Hulasat-üt-tahkik)