Dün, bid'atin büyük günahlardan olduğunu bildirmiştik. Bugün de bazı bid'atleri bildiriyoruz: Cennette, Allahü teâlânın görüleceğine inanmamak, Gökte Allah var demek, Allah dede demek, Hz. Ali'yi diğer üç halifeden üstün sanmak, Eshabı kirama veya fasık Müslümanlara bile lanet etmek bid'attir. Namaza başlarken yalnız dil ile niyet etmek bid'attir. Kalb ile niyet şarttır. Kur'anı, zikirleri, tekbirleri müzikle veya ney çalarak okumak bid'attir, tasavvuf müziği de bid'attir. Ücretle Kur'an okumak bid'attir. Hutbenin ikinci kısmında, aşağı basamağa inmek, sonra tekrar yukarı basamağa çıkmak, mest üzerine mesh etmemek ve çıplak ayağa mesh etmek bid'attir. Vaazdan sonra toplanarak yüksek sesle duâ yapmak, mübarek gecelerde, câmilerde fazla ışık yakmak bid'attir. Kısa sakal ile sünneti yerine getirdiğine inanmak. Büyük zatların ölüm yıldönümlerinde matem tutmak bid'attir. Cenaze olduğunu bildirmek için, minarelerde salâ okumak, ölünün 40. ve 52. gecesini yapmak, mezar taşlarına resim koymak, Fatiha ve methiye yazmak bid'attir. Türbe veya camilerde tavaf eder gibi dönmek bid'attir. Bid'at olmayanlar Bid'at ehli, aşağıdakileri de hurafe saymışsa da yanlış söyledikleri çeşitli kitaplarda yazılıdır: Kur'an ve hadiste olmayıp da, icma veya kıyası fukaha ile meydana gelen hükümler bid'at değildir. İki bayram arasında nikah yapmak caizdir. Peygamber efendimiz, Cuma gününe rastlayan bir bayram günü, namazdan sonra, nikah yapması istenince, (İki bayram arası nikah olmaz) buyurdu. Yani vakit dar, bayramlaştıktan sonra tekrar cuma namazı için mescide geleceğiz demek istemiştir. Nazar için kurşun dökmek, nazar boncuğu takmak, tarlaya at kafası takmak bid'at değildir. Bunlara bakılınca, gözlerdeki şua ilk defa oraya gider ve nazar önlenir. (Hindiyye) Ölü işittiği için, ölüye telkin vermek sünnettir. Devir ve iskat bid'at değildir. Definden sonra, mezarlıkta, cenaze sahiplerine taziyede bulunmak bid'at değildir. Peygamber efendimizin âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak [mesela entari giymemek] yahut da yapmadığı şeyleri yapmak, [mesela çatal kaşık kullanmak] bid'at değildir. Ölmüş evliyaya adak yapmak, yani mübarek bir zatı vesile edip, Allahü teâlâya yalvarmak caizdir. Mesela (Hastam iyi olursa, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine olmak üzere, Allah için, adak olarak bir koyun keseceğim.) demek. Burada, Allahü teâlâ için kesilen adağın sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine bağışlanıyor, onun şefaati ile, Allahü teâlâ, hastaya şifa veriyor kazayı, belâyı gideriyor. Koyunu mezar başında kesmek haramdır. Puta tapanların, put yanında kesmelerine benzememeli. Türbenin avlusu genişse, bir kenarda kesilebilir. İşleri, Allahü teâlânın yaptığına inanarak, türbelerdeki evliyadan yardım istemek, onların hürmetine dua etmek de bid'at değildir. Hz. Mevlana, (Ben ölünce, beni düşünün, imdadınıza yetişirim) buyurdu. Deylemî'nin bildirdiği (Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı.) hadis-i şerifi de, Allahü teâlânın izni ile, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.