Sual: Kur'an-ı kerimi teybe, kasete, VCD veya CD'ye almak caiz midir? Alınca saygı gerekir mi? Bunları dinlemek ibadet olur mu? CEVAP: Bunlara Kur'an-ı kerim almak, kağıt üzerine yazmak gibidir. Teyp, kaset ve cd, müzik, şarkı, keyif, oyun ve eğlence için kullanılıyor ise de, kağıt da, roman, açık resim, eğlence ve fuhuş dergileri olmaktadır. Kur'an-ı kerim kağıda yazılınca Mushaf olur. Mushaf, Kur'an-ı kerimin okunmasına ve öğrenmesine ve ezberlenmesine sebep ve vasıta olduğu için kıymetlidir. Kaset ve diğerleri, Kur'an-ı kerimin benzerini işiterek öğrenilmesine ve ezberlenmesine vasıta olmaktadır. Kur'an-ı kerimi, bu niyet ile, teyp, cd ve kaset üzerine almak caiz olur. Bunlara da, Mushaf-ı şerife olduğu gibi hürmet etmek, bunlara başka şeyler doldurmamak, yükseğe koymak, üzerlerine bir şey koymamak, abdestsiz tutmamak, kâfirlere, fasıklara vermemek, başka şeyler bulunan bantlar ve plaklar arasına koymamak, fısk, oyun, eğlence yerlerinde çalmamak lazımdır. Kur'an-ı kerim dinlemek için kullanılan teyp, hiçbir zaman fısk meclislerine [günah işlenen yerlere] götürülmemeli, bunlarda hiçbir zaman, haram olan çirkin şeyler çalınmamalı. Çalgı çalmakta kullanılan bir teybin Kur'an dinlemek için de kullanılması, şarkı, türkü okuyan fasık bir hafızın okuduğu Kur'anı dinlemeye benzer ki, bu da caiz değildir. Kısacası, Kur'an-ı kerim bulunan bantlar ve kasetler Mushaf-ı şerif gibi kıymetlidir. Bunlara da saygısızlık yapmamalı. Şu kadar var ki, bunlardan Kur'an-ı kerimi dinlemek, hafızdan dinlemek gibi olmaz. Tam benzerini dinlemek olur. Kur'an-ı kerimi dinlemek sevabı hasıl olmaz. Çünkü İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Kur'an-ı kerimi tilavet etmek [okumak] demek, şuurlu bir kimsenin, Kur'an-ı kerim okuduğunu bilen insanın okuması demektir. Benzerini de saygı ile dinlemek farzdır. Küçük çocuğun şuursuz olarak okuduğunu dinlemek de lazımdır. (Redd-ül-muhtar) Benzeri ile ibadet olmaz ise de, okunan Allah kelamıdır, saygı durmak şarttır. Fetvaya uyulur Sual: Okuduğumuz kitaplarda İmam-ı azama göre böyle, İmameyn'e göre şöyle, Ebu Yusuf'a göre caiz, İmam-ı Muhammed'e göre caiz değil gibi ifadeler geçiyor. Bunların hepsi Hanefi olduğuna göre, birisine göre hareket edilse mahzuru olur mu? Mesela vitir namazı iki imama göre sünnettir. İmameyn'in kavline uyarak bazen vitri kılmasak ne mahzuru olur? CEVAP: Biz, müftabih görülen yani fetva verilen kavle göre hareket etmek zorundayız. İctihadlardan birini tercih etme yetkimiz yoktur. Hatta ictihad sahibi müftüler bile belli kaideler içinde hareket eder. Mesela İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Müftü, İmam-ı a'zamın sözüne uygun olarak fetva verir. Onda bulamazsa, İmam-ı Ebu Yusuf'un, sonra İmam-ı Muhammed Şeybani'nin sözünü alır. Ondan sonra da, İmam-ı Züfer'in, daha sonra Hasan bin Ziyad'ın sözünü alır. Eshabı tercih olan müftüler, ictihadlar arasında delilleri kuvvetli gördüklerini seçerler. Müctehid olmayanlar, bunların tercih ettikleri söze uyar. Tercih ehlinin seçmediği şeylerde, İmam-ı a'zamın sözünü almak lazımdır.(Redd-ül-muhtar) Nasıl yapılacağı Nass ile açıkça bildirilmemiş olup, ictihad ile anlaşılan bir iş için, çeşitli ictihadlar varsa, İmam-ı Müslimin, bu ictihadlardan hangisi ile amel olunmasını emrederse, o işi bu emre göre yapmak vacib olur. (Mecelle) > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29