Birbirimizi sevmek

A -
A +

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir insan bir mümine çatık kaşla baksa bile kul hakkı olur. Gıybet etse, kalbini kırsa falan değil, çatık kaşla baksa. O yüzden Müslüman olarak birbirimizi sevmek mecburiyetindeyiz. Hepimiz büyük nimet içerisindeyiz. Hepimiz seçilmişiz. Allahü teâlâ, malı, rütbeyi isteyene verir, fakat imanı, ehl-i sünnet itikadını istediğine verir. İman nimetinin şükrünü eda edebilmek için, birbirimizi sevmemiz şarttır. Ehl-i sünnet âlimleri, (Allahü teâlâya şükretmek için birbirinizi sevin) buyuruyorlar. Eğer birbirimizi çok seversek, çok faydaları var. Birincisi, Allahü teâlâya şükretmiş oluyoruz; çünkü Allahü teâlâ verdiği nimetinin şükrünü istiyor. Onun şükrü de müminlerin birbirini sevmesidir. İkinci faydası, dünyada kim kimi severse, ahirette beraber olacaktır. Üçüncüsü, birbirini Allah için sevenler, ahirette herkesin gıpta ettiği büyük nimetlere kavuşacak, cenab-ı Hakkın razı olduğu, sevdiği yerde buluşacaklardır. İmanı muhafaza edip, imanla ölmek için, görmemeli, işitmemeli, dili tutmalıdır. Ehl-i sünnet itikadını öğrenip, kendi hata ve kusurlarımızı düzeltmeye, eksiklerimizi tamamlamaya çalışmalıdır. Dünya hayatında bir yolcuyuz. Bavulumuzu ahirette açacağız. Ona ne doldurduğumuza dikkat etmeliyiz. Lüzumlu ve kıymetli şeyleri, gittiğimiz yerde geçerli şeyleri seçmeliyiz. Onun bunun eşyasını da, kendi bavulumuza koymayalım. Dünyada insanlar karışıktır. Müslümanlarla kâfirler karışıktır. Allahü teâlâ Müslümanlara, imanlarının karşılığı olarak, bu dünyada hemen nimetler vermiyor. Öyle olsaydı, kâfirler, demek ki Müslüman olmak iyi bir şey deyip hemen iman ederlerdi; fakat gördüklerine iman etmiş olurlardı. Hâlbuki iman, gayba olmalıdır. Muhammed aleyhisselamın bildirdiklerine iman etmek lazımdır. İman çok mühim ve hassastır, ya vardır, ya da yoktur, ortası olmaz. Bir kimse Peygamber efendimizin getirdiği her şeye inansa, bir mevzuda, acaba öyle mi böyle mi dese, tereddüt etse veya bir meseleyi beğenmese, Allah korusun küfre girer. Büyüklerin yolunun esası edeptir. Yaptıklarımız çok iyi şeyler, faydalı ve iyi işler olabilir; fakat bunlar edeple birleşmeyince bir işe yaramaz. Kim Allah içinse, Allahü teâlâ da onun içindir. Bundan uzaklaşan sıkıntıya düşer. İstiğfar edin, mutlaka Onu affedici bulursunuz. Dua, kazayı ve belayı def eder. Sıkıntıyı kendine anlatan, yani şükretmeyip, sabretmeyip oflayıp puflayıp duran, Allahü teâlâyı nefsine şikâyet etmiş olur. Başkasına anlatan, bu sefer anlattığına şikâyet etmiş olur. Makbul insan üzüntülü, sıkıntılı olur. Bu üzüntüler, sıkıntılar onu makbul eder. Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com - www.mehmetalidemirbas.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.