Çocuk terbiye edilirken

A -
A +

Çocuğa, israf etmemesi, kanaatkâr olması öğretilmeli. Bazen de yavan ekmek yemeye alıştırmalı. Baba, ne devamlı asık suratlı durmalı, ne de çocukla fazla yüzgöz olmalı, konuşmasının heybetini korumalı. Çocuğa babasının malı ve rütbesi ile övünmemesi tembih edilmeli. Tevazu sahibi ve kibar olması öğretilmeli. Başkalarından bir şey almanın zillet olduğu, veren elin alan elden üstünlüğü bildirilmeli. Cimriliğin çirkinliği öğretilmeli. Başkalarının yanında edepli oturması, laubali hareketlerden uzak durması telkin edilmelidir! Fazla konuşmanın hayasızlığa yol açtığı, gevezeliğin kötülüğü belirtilmeli. Çocuk nasıl olsa konuşmasını öğrenecektir. Maksat, ona gerekince susmasını öğretmektir. Doğru da olsa, çokça yemin etmesine izin vermemeli. Büyüklere hürmetin, yerini onlara vermenin ve herkesle iyi geçinmenin önemi anlatılmalı. Daha küçükken namaza alıştırmalı. Büyüyünce namaz kılması zor gelebilir. Başkasının malını çalmayı, haram yemeyi, yalan söylemeyi gözünde çirkin göstermeli. Her işi adet olarak yapmaması, niyetle, şuurla yapmasının lüzumu anlatılmalı. Mesela, yemekten maksadın; kulun Rabbine ibâdet etmesi, insanlara ve vatanına faydalı hizmetlerde bulunması, insanların saadeti için çalışması olduğu öğretilmeli. Dünyadan maksadın, ahiret için azık toplamak olduğu; çünkü dünyanın kimseye kalmadığı, ölümün ansızın gelebileceği anlatılmalı. Küçük yaşında böyle terbiye edilirse, taş üzerine yazılan yazı gibi olur ve kolay kolay silinmez. Böylece dünya ve ahiret mutluluğu elde edilir. Peygamber Efendimiz, (Bütün çocuklar, Müslümanlığa elverişli olarak doğar. Daha sonra bunları, ana babaları Hıristiyan, Yahudi ve dinsiz yapar.) buyurdu. (Taberânî) Her müslümanın birinci vazifesi, evladına İslâmiyeti ve Kur'an-ı kerimi öğretmektir. Evlat nimetinin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için Pedagoji [çocuk terbiyesi] dinimizde çok kıymetli bir ilimdir. İslâm dinine karşı olanlar, bu önemli noktayı anladıkları içindir ki, "Birinci hedefimiz, gençliğin ele alınması ve onların dinsiz olarak yetiştirilmesidir" diyorlar. Bugün, bütün Hıristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelince, buna bozuk dinlerinin gereği ne ise onu yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, Hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, Hıristiyan yapmak için, İslâm ülkelerine paket paket kitap, broşür ve kaset gönderiyorlar. O halde, Müslümanlar din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Onlara sahip çıkmak, dinimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Peygamber efendimiz, (Ahlâkınızı güzelleştirin) buyurmuştur. Zaten din, güzel ahlâk demektir. Güzel ahlâklı olan da iki cihanda rahat olur. Terbiyede: 1- Çocuğu dövmek ahlâkının bozulmasına, hırçınlaşmasına sebep olur. 2- Dayakla büyüyen çocuk esnek olmaz, katı olur. 3- Dövülmek, çocukta ana-babaya karşı kızgınlığa yol açar. Çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu düşünmez, kendini suçlu görmez, kendini döveni suçlar. 4- Dövülen çocuk, kızdığı zaman, o da şiddete başvurur, bir başkasını döver. Böylece dayak vicdanlı olmaya değil, saldırganlığa sebep olur. 5- Sözden anlayacak yaştaki çocuğa dayak atılmaz. Sözden anlamayan çocuğuna hafifçe vurmak yeter. Başa, yüze tokat atmak, sopa ile dövmek çok zararlıdır. Bu ancak işkenceciye yaraşır. Çocuk, ahlâkı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.