Ölü için sessiz ağlamak câizdir. Zira (Müminin ölümüne gökler ağlar) buyuruldu. (Şerh-us-sudûr) Ölü için yüksek sesle ağlamak, matem tutmak, siyah elbise giymek, siyah perdeler ve rozetler, işaretler asmak, matem işaretleri, resmini taşımak câiz değildir. (S. Ebediyye) Cenazeye ve cenaze çıkan yere siyah örtmek ve siyah giyinmek câiz değildir. (Hazânet-ür-rivâyât) Ebu Seleme'nin kızı Hz. Zeynep anlatır: Resulullahın zevcesi Ümmü Habibe validemizin babası ölünce başsağlığı dilemek için yanına gittiğim zaman dedi ki: "Resulullahın, (Allaha ve âhiret gününe inanan bir kadının, ölen yakını için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.) dediğini duydum." Cahş kızı Zeyneb'in kardeşi şehit olunca, o da aynı şeyleri söyledi. (Buhari) Dinimiz, nimetlere şükretmeyi, musibetlere de sabır ve susmayı emrediyor. Çocuk olunca, akika kesmeyi bildiriyor. Ölünce, hayvan kesmeyi veya başka bir şey yapmayı emretmiyor. Bağırıp çağırmayı, yas tutmayı yasak ediyor. (Es-Siret-üş-Şamiyye) Dinimize göre, hem sevinç, hem de üzüntü bulunan bir günün yıl dönümlerinde, üzülmeyip, sevinmek, o gündeki sevinçli şeyleri hatırlayıp, üzüntülü şeyleri düşünmemek gerekir. Çünkü İslâmiyette yas tutmak yoktur. Bütün hadis kitapları, Peygamber efendimizin ölü için yüksek sesle ağlamanın ölüye sıkıntı vereceğini bildirmektedir. Bu hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir: (Ölüyü överek ağlamak cahiliyet âdetidir.) [Buhârî] (Ölü, yakınlarının kendisine bağırarak ağlamasından sıkılır.) [Buhârî] (Yas tutan, ölmeden tövbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür.) [Müslim] (Ölü için yas tutmak insanı küfre sürükler.) [Müslim] (Ölü için ağlayana da, onu dinleyene de lanet olsun.) [Ebu Davud] (Üzülünce, elbisesini yırtan ve bağırıp çağıran bizden değildir.) [Buharî] Matem yapmak, bağırıp çağırmak, ilk olarak Muhtar-ı Sekafi tarafından ortaya çıkarıldı. Bu bid'at, zamanla bir ibâdetmiş gibi yayıldı. Halbuki Muhtar-ı Sekafi, bunu Kufe halkını aldatıp, onları Emevilerle harbe sürüklemek, böylece hükumeti ele geçirmek için bir hile olarak yapmıştı. Peygamberlerden Hz. Zekeriyya ile Hz. Yahya'yı keserek şehit etmişlerdi. İlk islam şehidi Hz. Yaser ve hanımı Sümeyye hatun idi. Resullah efendimizin sevgili amcası Hz. Hamza da feci şekilde şehit olmuştu. Peygamber efendimiz, şehit olan peygamberlerin, Hz. Yaser ile hanımının ve Hz. Hamza'nın şehit edildiği günün yıldönümlerinde matem tutmadı. Matem tutmayı yasakladı. Matem yasak olmasaydı, daha önce yediği yemeğe konulan zehirli yemeğin neticesinde vefat eden Peygamber efendimizin ölümü için matem tutulurdu. Hz. Hamza gibi; Hz. Ömer, Hz. Osman Hz. Ali de, Hz. Hasan da zehir verilerek şehit edildi. Milyonlarca müslümanın mezhep imamı olan İmam-ı a'zam hazretleri de şehit edildi. Resulullah efendimizin emrine uyularak bu büyük zatlar için de yas tutulmadı. Yas tutmamak o büyük zatları sevmemek anlamına gelmez. Babası gibi Hz. Hüseyin gibi yüce bir imamın şehit edilmesi de, bütün Müslümanlar için büyük üzüntüdür. Ama yas tutmak, ölüm yıldönümlerinde dövünmek asla caiz değildir.