Mesnevi'de deniyor ki: Adamın birisi, her gece kalkıp namaz kılıyor, Allahı anıyor, Ona dua ediyor, yalvarıp yakarıyordu. Şeytan ona bir gün vesvese verir: "Ey ahmak kişi, her gece, Allah demenin, Onu zikretmenin ne anlamı var ki? Sabaha kadar uykusuz kalıp yalvarıyorsun, bütün kapılar yüzüne kapalıdır. Sana, 'Ne istiyorsun' diyen var mı? Şimdiye kadar bir kapı açıldı mı? Buyur eden oldu mu? İstenmeyen yere gidilir mi? Allah senin bu yalvarıp yakarmana önem verseydi dileklerini kabul ederdi, bir cevap verirdi. Boşuna kürek çekip durma!.." Adam, kendine gelen bu düşünceyi doğru bulup gönlü kırıldı, başını yere koyup zikretmeden hüzün içinde uyudu. Rüyasında ona, "Neden Allahı zikretmeden uyudun bugün?" dendi. Adam, "Yalvarıp çağırmalarıma bir cevap gelmiyor ki... Kapıdan kovulduğumu anladığım için artık o kapıyı çalmıyorum" dedi. Adama şöyle dendi: (Senin Allah demen, Onun kabul etmesi, buyur demesi sayesindedir. Senin yalvarışın, Allah'ın senin ruhuna duyurmasındandır. Senin gayretlerin, Allah'ın seni kendine yaklaştırmasındandır, Senin korkun, sevgin, ümidin, Allahın lütfü iledir. Senin her "ya Rabbi" demenin altında, Allahın "Buyur kulum" demesi vardır. Gafilin, cahilin gönlü bu duadan uzaktır. Gafiller dua edemez. Çünkü, "Ya Rabbi" demeye güç yetiremez. Onun ağzında da, dilinde de kilit vardır. Dert içinde iken de ağlayıp sızlayamaz. Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermez. Verse de o doktor der, Allah diyemez. Artık anla ki, Allaha dua etmeni, Onu çağırmanı sağlayan dert, dünya saltanatından daha iyidir. Dertsiz dua soğuktur. Dertliyken yapılan dua ise gönülden kopup gelir, makbuldür.) Adam rüyadan uyanınca, sevinir ve yeniden dua etmeye başlar ve muradına kavuşur. Günahkâr müslümanın duâsı, kabule şayan değilse de, cenab-ı Hak, duâ edenin elini boş çevirmez. Duâ sebebiyle ya günahlar affolur, ya gelecek bir belâ önlenir, ya mevcut bir belâ kalkar, yahut ahirette büyük sevaba kavuşulur. Günah içinde yüzen bir kimsenin dünya işleri ile ilgili duâsının kabul olması, isteklerine kavuşması, onun aleyhine olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Mümin duâ ettiği zaman, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama, "İsteğini hemen yapma, ben onun sesini seviyorum" buyurur. Günahkâr duâ edince de, "Bunun isteğini hemen yerine getir, ben onun sesini sevmiyorum" buyurur.) [İbni Neccar] Kâfirin yaptığı duânın hemen kabul olmasını, müminin duâsının gecikmesini merak eden meleklere Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Ben kâfire ve sesine gazap ederim. Beni anmasın, bana duâ etmesin diye hemen isteğini veririm. Mümini ve yalvarmasını severim. Benden ve beni anmaktan uzak durmaması için isteklerini geciktiririm." ) [Ramuz] Namaz kılıp da ya Rabbi diyen kuluna, Allahü teâlâ, (Lebbeyk=söyle yapılsın) buyuruyor. Namaz kılmayan kimseye, böyle söylemez. Onun duâsı kabul olunacak yere getirilmez. Namaz dinin direği, kul olmanın gereği. Günahlara kefaret, ibadetin yüreği. Namaz kalbe şifadır, gönülleri şen eder. Doğru kılındığında, kötülükten men eder. Her kim ki kötülükten değil ise selâmet. Namazını gafletle kıldığına alâmet. Namaz kılarak göster, Mevlâya itaati Fazileti büyüktür kaçırma cemaati! Namaz çok kıymetlidir, edası çok sevaptır, Kabirde nurlu ışık, Münker Nekr'e cevaptır, Cenneti istiyorsan bırakmalısın nazı, Şartlarına uyarak kılmalısın namazı. Kurtuluş kolaylaşır, secdeye değse başlar, Çünkü sonsuz mutluluk, ancak namazla başlar.