Ehl-i kıble tekfir edilmez

A -
A +

Ehl-i sünnet âlimleri bid'at ehline zalim, sapık gibi şeyler söylemişler, kâfir dememişlerdir. 72 dalalet fırkasına bile kâfir denmez. Çünkü ehli kıble tekfir edilmez, yani kâfir denmez. Ehl-i kıble ne vakit kâfir olur? CEVAP: Din kitapları bu konuda diyor ki: 1- İmam-ı a'zam ve imam-ı Şafii, Ehl-i kıble olana kâfir denilmez buyurdu. Bu söz, Ehl-i kıble olan, günah işlemekle kâfir olmaz demektir. 72 fırka, Ehl-i kıbledir. İctihad yapılması caiz olan açıkça anlaşılamayan delillerin tevillerinde yanıldıkları için, bunlara kâfir denilmez. Fakat, zaruri olan ve tevatür ile bildirilmiş olan din bilgilerinde ictihad caiz olmadığı için, böyle bilgilere inanmayan, sözbirliği ile kâfir olur. Çünkü, bunlara inanmayan, Resulullaha inanmamış olur. İman demek, Resulullahın Allahü teâlâ tarafından getirdiği, zaruri olarak bilinen bilgilere inanmak demektir. Bu bilgilerden birine bile inanmamak küfür olur. (Milel-nihal tercümesi) 2- Zaruri din bilgilerinden veya iman edilecek şeylerden birine bile inanmayan, La ilahe illallah Muhammedün resulullah dese de, kâfir olur. (Redd-ül Muhtar) 3- 72 bid'at fırkası, Ehl-i kıble olduğu için, bunlara kâfir denmez. Fakat bunların, dinde inanması zaruri olan şeylere inanmayanları kâfir olur. (Mekt. Rabbani 2/67, 3/38) 4- Meşhur bir farzı inkâr eden kimse, namaz kılsa da kâfir olur. (Berika) 5- Her namaz kılana ehl-i kıble denmez. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Yalan söyleyen, sözünde durmayan ve emanete hıyanet eden, Müslüman olduğunu söylese, namaz kılsa, oruç tutsa da münafıktır.) [Buhari] 6- İmanın 6 şartından birine inanmayan, namaz kılsa da kâfirdir. (Eşiat-ül-lemeat) Başka ülkeye gitmek Beyim beni, Avustralya'ya götürmek istiyor. Burada çok tanıdıklarımız var. Durumumuz da iyidir. Ben de tanımadığım gayri müslim ülkeye beni götürme diye itiraz ediyorum. Yakınlarım beyine itiraz etmek günahtır diyorlar. Burada itiraz hakkım yok mu, yani götürme beni demem günah mıdır? CEVAP: Bu konuda itiraz etmeniz günah olmaz. Hindiyye'de (Zamanımızda, erkek, hanımı istemezse, onu başka memlekete götüremez) diyor. Bu bakımdan bir zaruret yoksa götürmemeli, huzursuzluğa sebep olmamalıdır. Orada rahat edecekseniz zaten siz de itiraz etmezsiniz. Böyle işlerde anlaşarak karar vermelidir. Abdest âyeti Bir arkadaş "Kuran'da abdest alırken ayakların meshedilmesi emrediliyor. Namaz vakitleri de üç olarak bildiriliyor. Şimdiki tatbikat yanlıştır" diyor. Böyle bir şey var mı? CEVAP: Namaz üç vakittir, ayaklarınızı mesh edin diye bir âyet yoktur. Abdest âyetinin meali şöyledir: (Ey inananlar, namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.) [Maide 6] Peygamber efendimiz 23 sene abdest aldı, bir defa çıplak ayaklarına mesh ettiği vaki değildir. Mestlerine mesh ettiği ise vakidir. Bu konuda birçok sahih hadis vardır. Kur'an-ı kerimi Resulullah efendimizden daha iyi anlayan kim vardır ki? Binlerce sahabi gelmiş binlerce tabiin onlardan görmüş ve binlerce kitap yazılmıştır. Hiç bir kitapta ayaklar mesh edilir diye yazmıyor. Kur'anda üç vakit namaz var demek de yanlıştır. Peygamber efendimiz 23 sene beş vakit namaz kılmıştır. Bu konuda da sayısız sahih hadis vardır. Muteber kitaplardan nakil yapmayanlara itibar etmemelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.