Emr-i maruf yapmak

A -
A +

Sual: Maide suresinin, (Ey iman eden kullarım! Kendinize bakın. Kendiniz doğru yolda oldukça, başkalarının yoldan çıkması size zarar vermez!) mealindeki 105. âyeti, emr-i maruf yapmamak, kimseye karışmamak ve sadece kendimizi kurtarmak gerektiğini bildirmiyor mu? CEVAP: Aksine emr-i maruf yapmayı emretmektedir, tefsirlerde, bu âyetin (Ey mümin kullarım! Emir ettiğim işleri, ibadetleri yapar ve emr-i maruf ve nehyi münker ederseniz, başkalarının yoldan çıkması, size zarar vermez) anlamında olduğu bildiriliyor. Kur'an-ı kerim Peygamber efendimize gelmiştir, muhatabı Odur. Dolayısı ile Kur'an-ı kerimi tam ve doğru olarak sadece Resulullah anlamış ve hadis-i şerifleri ile açıklamıştır. Bu âyeti açıklayan bir hadis-i şerif meali: (İslamiyet'in emir ve yasaklarını anlatın! Bir kimse ucb eder [kendini beğenir], sizi dinlemezse, kendi halinizi ıslah edin.) [Berika] Emr-i maruf ve nehy-i münker yapmanın en güzel yolu, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarının yayılmasına maddi ve manevi şekilde yardımcı olmaktır. Hiç değilse, bu kitapları komşuya, arkadaşa hediye etmelidir. [www.hakikatkitabevi.com adresindeki kitaplar, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarıdır. Onların kıymetli kitaplarının tercümesidir.] "Bu fakir" ne demektir? Sual: İslam âlimleri kitaplarında kendilerinden "bu fakir" diye bahsediyorlar. Buradaki fakir ne demektir? Biz de bu fakir diye konuşabilir miyiz? CEVAP: Fakir, muhtaç demektir. Peygamber efendimizin Allahü teâlâdan istediği ve övündüğü fakirlik, her zaman, her işte, Allahü teâlâya muhtaç olduğunu bilmektir. Abdullah Dehlevi hazretleri, (Tasavvufta fakir, muradı olmayan, yani Allahü teâlânın rızasından başka dileği olmayan demektir) buyuruyor. (Dürr-ül-mearif) Tasavvufta fakir, nafaka olmayınca, sabır ve kanaat eder. Allahü teâlânın fiilinden ve iradesinden razı olur. Allahü teâlâ emrettiği için rızık kazanmaya çalışır. Çalışırken, ibadetlerini terk etmez ve haram işlemez. Kazanırken de, kazandığını sarf ederken de, İslamiyet'e uyar. Böyle kimseye zenginlik de, fakirlik de faydalı olur. Dünya ve ahiret saadetine kavuşmasına sebep olur. Fakat nefsine uyarak, sabır ve kanaat etmeyen kimse, Allahü teâlânın kaza ve kaderine razı olmaz. Fakir olunca, az verdin diye itiraz eder. Zengin olursa doymaz, daha ister. Kazandığını haramlara sarf eder. Zenginliği de, fakirliği de, dünyada ve ahirette felaketine sebep olur. (İslam Ahlakı) Bizim de bu fakir diyebilmemiz için, yüksek dereceye kavuşmamız gerekir. Yoksa çok yapmacık olur, sırıtır, işin ehli bize güler. Tevazu göstereceğiz derken kibirli olduğumuz meydana çıkar. Mezhep değiştirmek gerekir mi? Sual: Dişimde dolgudan dolayı, Maliki mezhebini taklit etmek yerine o mezhebe temelli geçmek daha uygun olmaz mı? CEVAP: Türkiye'de Maliki mezhebini bilen yok sayılır. Bugün Hanefiler bile Hanefi mezhebini tam olarak bilmiyor. Maliki mezhebinde olan zaten yoktur. Bilinmeyen mezhebe geçmek uygun olmaz, geçilirse de çok sıkıntı çekilir. Bir yerde hangisi yaygınsa o mezhebe geçilir. -------- Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.