Kadınların erkekler üzerinde hakkı olduğu gibi, erkeklerin de kadınlar üzerinde hakları vardır. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir. Bir hadis-i şerifte, (Kocasının hakkına riayet etmek, Allah yolunda cihad etmek gibidir. Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) buyurulmuştur. (Taberânî) Bir kadın, kocasını güzel karşılar, güzel sözler söyleyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı. Peygamber efendimiz, kadının bu hareketinden dolayı kocasına, (Hanımına selam söyle, yarı şehit sevabına kavuştuğunu haber ver!) buyurdu. (Şir'a) Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır. Erkeğini razı eden kadın için müjde çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, cennete dilediği kapıdan girer.) [İbni Hibban] (Kocası razı olduğu hâlde ölen kadın, cennete girer.) [Tirmizî] (Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan kadın cennetliktir.) [Taberani] Kocasına, elinden geldiği kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, kocasının yatağından kaçmamalı, onu incitmemelidir. Genelde kadınlar, bin iyiliği değil de, bir kötülüğü görürler. Hemen, "Senden ne gördüm" diyerek kocalarına nankörlük ederler, kocalarına beddua ve lânet ederler. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Eğer kocalarına nankörlük etmeseler, namaz kılan kadınlar hemen cennete girerdi.) [Şira] (Kadın, kocasının hakkını yerine getirmedikçe, Allahın hakkını ödemiş olamaz.) [Taberani] (Kocasının yaptığı iyiliklere teşekkür etmeyen kadına Allah merhamet etmez.) [Nesai] Kadın yaptığı iyiliği başa kakmamalı. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamayacağı şeyi ondan istememeli. Kocasının şerefini korumalı, her işte onun rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalı. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O hâlde kocasının hakkını gözetmeyen, Allahın hakkını gözetmemiş olur.) [Şira] Kadın, kocasını üzmemelidir. Bir gün Hz. Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna geldi. Resulullah efendimiz, (Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?) buyurdu. O da, (Kasıtsız söylediğim bir sözden damadın üzüldü. Özür diledim. Onu üzdüğüm için ağlıyorum.) dedi. Kızına (Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibâdet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lânetinde olur.) buyurmuştur. Dinimiz kadına çok değer vermiş, erkeğe de çok mesuliyet yüklemiştir. Kadın, ev içinde ve ev dışında çalışmaya, para kazanmaya mecbur değildir. Evli ise kocası, evli değilse babası, kadına gereken her şeyi getirmeye mecburdur. Kimsesi olmayan kadına devletin yardım sandığı bakar. Müslüman kadının ev işi yapması bir ihsandır, çok sevaptır. Yapmazsa, günaha girmez. Zorla yaptırılamaz. Resulullah efendimizin zamanından bugüne kadar, Müslüman kadınlar bu ihsanı yapmıştır. (R. Nasihin)