[Dünkü yazıda Eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğu âyet ve hadislerle bildirilmişti.] Bu kadar hadis-i şerifi ve âyet-i kerimeyi görmeyip de, tevil gerektiren bir hadis-i şerifi bahane ederek Eshab-ı kiramı suçlamak Müslüman olan hiç kimseye yakışmaz. Sualdeki o hadis-i şerif, Müslüman görünen münafıkları bildiriyor. Dinimiz zahire göre hükmeder. Birisi ben Müslümanım derse o Müslüman kabul edilir. Resulullahın (Bunlar eshabımdı) buyurması bundan dolayıdır. Diğer yandan, gaybı Allah'tan başkası bilmez. Allahü teâlâ bildirmedikçe, Resulullah onların içinde münafık, zındık olduklarını elbette bilemez. Ancak bildirdiklerini bilir. Eshab-ı kiramın tamamının cennetlik olduğunu bildirmiştir. Eshab arasında bulunan sahabi sanılan birkaç kimsenin Resulullah zamanında mürtedolduğu, hadis-i şerifle bildirildi. Bunlar Eshablık şerefine dahil değildir. Bunlar, Beni Hanif ve Beni Sakif gibi kabilelerden elçi olarak gelip, Müslüman olduklarını söyleyip gidenlerden idi. Deve ve Sıffin savaşlarında Hz. Ali'nin yanında bulunup, sonra harici olan Harkus bin Zübeyr de onlardandır. Salih işler yapan ve kâfirlerle cihad eden Eshabın hepsinin imanla vefat ettiklerinde, Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğine varmıştır. Deve ve Sıffin olaylarında her iki tarafta bulunan Sahabiler, hep böyle idi. İki gruptan hiç biri diğerine kâfir demedi. Hz. Ali, (Onlar bizim kardeşlerimiz)buyurdu. İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki: Eshab-ı kiramın hepsini adil, salih, evliya, âlim, müctehid bilmek her Müslüman'a lazımdır. Kur'an-ı kerimde, (Allah onlardan razı, onlar da Allah'tan razıdır) buyuruluyor. Onlardan birini kötülemek, bu âyete inanmamak olur. (Savaık-ul muhrika) Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramdan razı olduğunu bildiriyor. Allah'ın sıfatları sonsuzdur. Onlardan razı olması sonsuzdur. Allahü teâlânın bunlardan razı olması değişmez. Sonradan mürted olacak, kâfir olacak kimseden Allahü teâlâ razı olmaz. Bu bakımdan Allahü teâlânın razı olduğu Eshabdan hiçbiri mürted, münafık olmaz. Münafıklar, Eshabdan değildir. Münafıklardan birkaçının, imansızlıklarını açıklamaları, Eshab-ı kiramın sonradan mürted olması demek değildir. Salebe de münafık iken, Müslüman görünmüş, namaz kılmıştır. Sonradan zekatı inkâr edince münafıklığı meydana çıktı. Daha önce Müslüman göründüğü için kendisine (sahabi iken mürted oldu) denilmiştir. Yoksa aşağıdaki âyette bildirildiği gibi, hakiki imana kavuşan, asla mürted olmaz. Senaullah-i Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: Tasavvufta Fena makamına kavuşan, elbette imanla ölür. Bekara suresinin (Allah, imanınızı zayi etmez)mealindeki 143. âyeti ve (Allahü teâlâ, [Fena makamına kavuşan evliya] kulların imanlarını geri almaz)hadisi, hakiki imanın geri alınmayacağını göstermektedir. (İrşad-üd-talibin) Evliyanın bile imanı gitmez, yani mürted olmazken, evliyadan daha yüksek olan sahabi asla mürted olmaz. Allah onları mürted etmez. Allah onlardan razıyım, onlara Cenneti söz verdim buyurdu. Allah hiç sözünden döner mi? Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah asla sözünden dönmez.)[Al-i İmran 9, Zümer 20, Rad 31, Rum 6]