Farzın önemi büyüktür (2)

A -
A +

Farzın dindeki önemi hakkındaki yazımıza bugün de devam ediyoruz... (En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.) [İ.Ahmed Taberani] (Farzları yapmak en üstün cihad oluyor.) (Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.) [Müslim, Ebu Davud] (En üstün amel, farz namazdan sonra zekattır.) [Taberani] (Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud] (Önce farzın ifası emrediliyor.) (Allahü teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın.) [İbni Adiy] (Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan insanların en çok ibadet edeni oluyor.) (Farzları öğrenip onunla amel edene veya başkasına öğretene Allah rahmet etsin.) [Ebu-ş-Şeyh] (Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layığı ile abdest alsın da, o gün ayaklarının yürüdüğü ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler affolmasın.) [İ.Asakir] (Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi] (Cihad için atılan adım ile bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü yoktur.) [Tirmizi] (Allahü teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.) [İbni Mace, Ebu Davud] (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] (Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor ama, farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da bir farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.) (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Bir kimse, en kıymetli bir sünnet olan teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır. Ama bir farzı terkin cezası çok büyüktür. Din kitaplarında deniyor ki: Düşman karşısında, bir farz namazı; kılma imkanı varken, terk etmenin cezası, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ Umdet-ül İslam) Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkanı varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) [Farz borcu olanın nafile ile meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır.] Hz. Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hâmileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m.48] (Bu hadisi açıklayan Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.) ------ Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.