Sual: Bir felsefeci şöyle diyor:
(1- Ben Muhammedîyim. Benim dinim, Muhammed'in dinidir. 2- Benim mezhebim, Muhammed'in mezhebidir. 3- Kimseye tâbi olmam, kendi yolumu kendim çizerim. 4- Resulullah dâhil, Kur'anı aracısız olarak kendim yorumlarım. Kur'andan başka kaynak da tanımam. 5- Mezhep imamları ve bütün âlimler istişarî mahiyetteki kişilerdir, ictihadları ve fetvaları bizi bağlamaz.) Bunlar yanlış değil mi?
CEVAP: Elbette yanlıştır. Her maddeye kısaca cevap verelim:
1-
Hristiyanlar, Müslümanlığı hak din kabul etmedikleri için, (Müslümanlar
Muhammedîdir. İslamiyet, onun uydurduğu dindir) derler. Bir Müslüman,
(Muhammedîyim) demez. Sadece (Ben Müslümanım) der. Böyle demediğine
göre, felsefeci farklı bir yoldadır,
2-
Hiçbir mezhepsiz, (Şu mezhepteyim) demez. Hiçbir İslam âlimi de, (Ben
Muhammedî mezhebindeyim) dememiştir. Böyle bir mezhep yoktur.
3- Kimseye uymamak tamamen felsefeciliktir, mezhepsizliktir. Allahü teâlâ, (Resulüme uyun!) buyuruyor. Resulü de, (Âlimlere uyun!) buyuruyor. Âlimlere, yani bir mezhebe uymamak, Resulullah'ın emrine uymamak olur. Hani (Muhammedîyim) diyordu. Niye onun, (Âlimlere uyun!) emrine uymuyor? Mezhepsizliğini gizlemek için böyle dediği pek açıktır.
4-
Kur'anın doğru tefsirini Resulullah yapmıştır. İmam-ı Rabbânî
hazretleri buyuruyor ki: Kur'anın tefsiri, ancak Resulullah'tan
"sallallahü aleyhi ve sellem" işitildiği gibi yapılabilir. (Kur'anı, kendi görüşüne, anlayışına göre tefsir eden kâfir olur) hadis-i şerifi bunu bildirmektedir. (1/234) Felsefeci,
hem (Muhammedîyim) diyor, hem de Resulullah'ın Kur'andan anladığına
değil, kendi anladığına tâbi oluyor. Böyle demesi aldatmacadır.
5- Mezhep imamlarımızın, büyük âlimlerimizin çıkardıkları hükümler için (Bizi bağlamaz) diyor. Hâlbuki Resulullah efendimiz, (Âlimlere, müctehidlere uyun!)
buyuruyor. Hattâ müctehid hata etse bile, kendisine sevab verileceğini,
ona uyanların sevab kazandıklarını bildiriyor. Bir hadis-i şerif:
(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse, iki sevab alır.) [Buhârî] (Devamı var)