Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb = gaybı bilen (Haşr 23) ve Allâmül-guyûb = gaybları en iyi bilendir. (Sebe 48) Bu konudaki birkaç ayet-i kerime meali şöyledir: (Allah'ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe 78], (De ki: Gaybı bilmek Allaha mahsustur.) [Yunus 20], (Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir.) [Hud 123, Nahl 77], (De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur.) [Neml 65, Hücurat 18] Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç ayet-i kerime meali şöyledir: (Ben gaybı da bilmem.) [Enam 50, Hud 31], (Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır.) [Enam 59], (De ki: Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim.) [Araf 188] Gaybı cin de bilmez. Bir ayet-i kerime meali: (Cinler gaybı bilselerdi, zelil edici azap içinde kalmazlardı.) [Sebe 14] Falanca hoca, filanca falcı gaybı biliyor gibi şeyler söylemek küfür olur. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Falcının, büyücünün veya başka birinin gaybdan [gelecekten] verdiği haberlere inanan, Kur'an-ı kerime inanmamış olur.) [Taberânî] Allahü teâlâ dilerse, peygamberlerine bazı gayblarını bildirir. Bu konudaki iki ayet meali şöyledir: (Allah size gaybı bildirmez; fakat dilediği peygamberine gaybı bildirir.) [Ali imran 179], (Allah gayba kimseyi muttali kılmaz; ancak dilediği peygamber müstesna. Çünkü her peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar.) [Cin 26, 27] Bir gün Resulullahın devesi kayboldu. Münafıklar bunu fırsat bilip "Hani göklerden, cennetten, cehennemden bahsediyordu. Kaybolan devesinin yerini bile bilmiyor." dediler. Münafıkların bu sözü Resulullaha ulaşınca, (Vallahi ben ancak Rabbimin bana bildirdiklerini bilirim. Şu anda Rabbim, bana devemin nerede olduğunu bildirdi. Devem, şu anda falanca yerdedir) buyurdu. Tarif edilen yere gidip deveyi bir ağaca bağlı olarak buldular. (Mevahib) Peygamber efendimiz, arkasında olanları da görürdü. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Saflarınızı tamamlayın. Çünkü sizi arkamdan da görüyorum. Rükû ve secdeleri düzgün yapın, Allaha yemin ederim ki, sizi rükû ve secde yaparken arkamdan görüyorum.) [Müslim] Allahü telâlâ birçok gaybı Resulüne bildirmiştir. Peygamber efendimizin gaybdan, yani gelecekten haber verdiği hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir: (Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak.) [Buharî], (Çalgı her yere yayılacak.) [Beyhekî], (Anarşi ve ölüm çoğalacak.) [İbni Mace], (İşler, ehli olmayana verilecek.) [Buharî], (Alimler, isteğe göre fetva verecek, harama helal diyecek.) [Deylemî], (Fuhuş yayılacak.) [Hakim], (Deprem, fitne, katillik artacak.) [Buharî], (Kötüler dünyaya hakim olacak.) [Tirmizî], (Allaha inanan olduğu sürece kıyamet kopmayacak.) [Müslim], (Kalbleriniz temiz olsa idi, siz de benim duyduklarımı duyardınız.) [İ. Ahmed, Taberani] Son hadis-i şerifte, kalbi temiz olanın gaybları bileceği söyleniyor. Bunun için Hz. Ömer, Medine'den İran'daki ordusunu görüp, komutanı Sariye'ye, "Dağa çekil" demiştir. (Ş. Nübüvve) Hz. Ömer'inki gibi başka evliyadan da birçok keramet görülmüştür. Kur'an-ı kerim bunu bildirmektedir. (Neml 38-40, Meryem 24, Ali imran 37, Kehf 17,18, 63-81) Netice: Allah dilediğine gaybı bildirir ve o da gaybdan haber verir. (Avarif-ül-mearif)