Hak veya bâtılı taklit

A -
A +

Selefi bir genç diyor ki: "Biz, mezheplere değil, Kur'an ve sünnete sımsıkı sarılmalıyız. Mezhepleri kuranlar da insandır, Ebu Hanife de insandır onların hatalarına uyamayız. Sözlerini Kur'an ve sünnet süzgecinden geçirmeliyiz. Mezhep imamlarından ve müctehidlerden Kur'an ve sünnete uygun olanı alırız, uymayanı atarız. Bir mezhebe değil, sahih kavle uyarız. Taklit haramdır. İşte bu yol İslam fıkhıdır." Bu gencin görüşü uygun mudur? CEVAP: Uygun değildir. İmam-ı a'zam Kur'an ve Sünneti bilmiyor muydu? O ictihadlarını Kur'an süzgecinden geçirmedi mi? Ne diye İmam-ı a'zamın Kur'andan anladığı ölçü olmuyor da, gencin anladığı ölçü olabiliyor? Herkes kendi anladığını dinde ölçü kabul ettiği için sayısız gruplar meydana çıkmıştır. Halbuki Kur'anın (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) emrine uyup, mezhep imamları gibi âlimlerin yoluna uyulsa idi bugünkü perişan durum ortaya çıkmazdı. Belki, (O zaman dört mezhep niye çıktı, bu ayrılık değil mi) diye sorulabilir. Farklı ictihad rahmettir. Allahü teâlânın, kendi gönderdiği dinlerde de rahmet olsun diye amele ait hükümlerde farklılıklar vardı. Hz. Âdem'in ahkamı ile, Hz. Musa'nın ahkamı, Hz. Musa ile Hz. İsa'nın ahkamı farklıdır. Dört hak mezhep de böyledir, itikatta aynı, amelde ise rahmet olduğu için farklıdır. Peki gencin dediği gibi mezhep imamları hata etmez mi? Onlar peygamber mi? Hâşâ böyle bir şey söyleyen yoktur. Onlar hata etse de, hatalarına sevab alırlar. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevap alır.) [Buhari] İmam-ı Şa'rani hazretleri buyuruyor ki: Her müctehid, kendi ictihadı ile hareket eder. Başka bir müctehide uyması caiz değildir. Bir âlim, ictihad derecesine yükselince, kendi ictihadına uyması gerekir. İmam-ı Ahmed'in, âlim, müctehid talebeleri için, (İmamlarınızın aldıkları kaynaktan alın, taklitçilikte kalmayın) sözü bunu göstermektedir. Yoksa müctehid olmayanların dört hak mezhepten birisine uymaları gerekir. (Mizan-ül-kübra) İbni Kayyım bile diyor ki: İctihad şartı bulunmayanın, Kur'an ve hadisten ahkam çıkarması caiz olmaz. Bir mezhebe uyması şarttır. (İlam-ül Mukiin) Önemli bir mecelle kaidesi: İctihad ictihadla nakzedilmez. Yani bir müctehid, öteki müctehide, ben senin ictihadlarını Kur'an ve sünnet süzgecinden geçirdim, senin şu ictihadın hatalıdır demez. Dese bile geçerli olmaz. Bu bakımdan, bu gencin, (Hak Mezheplerde de hata olur, onları Kur'an ve sünnet süzgecinden geçirmek lazımdır) sözü yanlıştır. Bu genç, müctehid olsa bile sözü kendisi için geçerlidir, kendi görüşü, mezhep imamlarının ictihadlarının yanlış olduğunu göstermez. Hâşâ taklit haram olsa, Allah ve resulü (Âlimlere sorun) buyurur mu? Kötüyü, yanlışı ve batılı taklit, ne kadar zararlı ise, iyiyi, doğruyu ve hakkı taklit de o kadar faydalıdır. Bir kimsenin bütün ilimlerde üstat, bütün işlerde uzman olması mümkün mü? Doktorlar ilaç imal etmez. Kimyagerlerce hazırlanan ilaçları tavsiye ederler. Hastalar da, doktorlara itimat ederek onların tavsiyesine uyarak ilaçları kullanırlar. Herkesin, hem kimyager, hem doktor, hem mühendis gibi ihtisas isteyen her mesleğin erbabı olması düşünülebilir mi? O halde, bir kimse, bir işte uzman olsa da, ihtisası dışındaki başka bir işin uzmanına uyması gerekir. Bir saate, bir radyoya ihtiyacı olan kimse, "Taklit geriliktir. Hiç kimsenin yaptığı bir şeyi kullanmam" diyemez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.