Mukim iken, ihtiyaç halinde Hanbeli mezhebini taklit edip iki namazı cem ederken, Hanbeli'nin uymamız gereken şartları nelerdir? CEVAP: Hanbeliyi taklit eden, Hanefi mezhebinden çıkmadığı için kendi mezhebindeki bütün şartlara ve müfsitlere uyar. Ayrıca Hanbeli'deki şartlara da uyması gerekir. Uyması gerekip de Hanefi'den farklı olanlardan bazıları şunlardır: 1- Gusülde ağzın ve burnun içini yıkamak ve niyet etmek farzdır. [Ağzında dolgu dişi olan da ihtiyaç halinde Hanbeli'yi taklit edebilir.] 2- Abdestte, Besmele çekmek, ağzın ve burnun içini yıkamak, niyet, tertip, müvalat ve başın tamamını meshetmek farzdır. [Kulaklar başa dahildir] 3- Herhangi bir kadının derisine şehvetle dokunmak bozar. Kendine kadın dokununca, lezzet duysa da bozulmaz. 4- Kendisinin veya başkalarının, çocuk olsun büyük olsun seveteynine [iki edep yerine] elinin içi veya dışı ile dokunsa abdesti bozulur. Bir kadın, kendi fercine dokunursa abdesti bozulmaz. 5- Deriden çıkan her şey, çok ise bozar. Mesela az bir kan bozmaz. 6- Kadınların örgülü saçlarını açmaları, cünüplük için sünnet, hayz için farzdır. 7- Bedende, elbisede ve namaz kılacak yerde az da olsa necaset bulunmamalıdır. Kâfire iyilik etmek Tam İlmihal'de, Besmelenin manası açıklanırken, "Her var olana, onu yaratmakla iyilik etmiş ve varlıkta durdurmakla, yok olmaktan korumakla iyilik etmiş olan..." deniyor. Kâfir olarak dünyaya gelip, kâfir olarak ölen bir kişinin dünyaya gelmesini düşündüm ve buradaki her var olana, yaratılmakla iyilik edilmiş" sözünü anlayamadım. Bir de her an yok olmaktan korumak kâfirler için niye bir iyilik olsun ki? CEVAP: Kâfir olarak kimse dünyaya gelmez. Herkes Müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Bunu Peygamber efendimiz bildirmiştir. Yani bir kâfir çocuğu da Müslümanlığa elverişli olarak doğuyor. Bu onun için bir şanstır, ona bir iyilik edilmek isteniyor, kabul edip etmemesi onun bileceği iştir. Kâfir çocuğu da kâfir olarak büyümüşse suç kendisindedir. Çünkü Allahü teâlâ ona akıl vermiştir. Aklını doğru yolda kullanmazsa suç Allahın olmaz. Allah, kâfire akıl veriyor, iman etmesi için mühlet veriyor, sebepler yaratıyor, bu iyilik değil mi? Şiirin açıklaması Nabi Efendinin bu şiirini açıklar mısınız? Sakın terki edebden, küy-i mahbûb-i Hudâdır bu, Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâdır bu! Murâ'ât-i edeb şartiyle gir Nâbî bu dergâha, Metâf-i kudsiyândır, bûsegâh-i Enbiyâdır bu! CEVAP: Kelimelerin manaları şöyledir: Küy=köy, mahalle, şehir Murâ'ât=saygı göstermek riayet etmek Metaf=tavaf edilecek yer Kudsiyan=kudsiler, melekler Busegah=öpülecek yer Edepsizlik yapmaktan çok sakın, burası Huda'nın sevgilisinin şehridir. Burası, Allahın rahmetle nazar ettiği, Muhammed Mustafa'nın makamıdır. Nabi, bu dergaha, saygı ile edebini takınarak gir. Meleklerin tavaf ettiği, peygamberlerin eşiğini öptüğü yerdir burası.