Yabancı yazar yine yazmış ki: {"Ben her dinden vazgeçip, yüzümü Hanif olarak o gökleri ve yeri yaratan Allah'a döndüm."} Âyetin tam ve doğru meali şöyledir: (Ben, bir müvahhid olarak, yüzümü o gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'a çevirdim. Ben müşriklerden değilim.) [Enam 79] Her dinden vazgeçip diye bir şey yok. Âyetin yukarısında aya, güneşe, yıldızlara tapmadığını bildiriyor. Ben müşriklerden değilim diyor, hâşâ ben Müslüman değilim demiyor. Allahü teâlâ, (İbrahim doğru Müslümandı) buyuruyor. (Al-i İmran 67) Yine yazmış ki: {"De ki: Rabbim beni İbrahim'in doğru yoluna dosdoğru olan Hanif dinine iletti."} Âyetin doğru meali şöyledir: (De ki: Beni, Rabbim, doğru yola iletti; O, öyle bir din ki, gayet sağlam ve devamlı, İbrahim'in Hakka yönelmiş tevhid dini.) [Enam 161] Burada da hanif dini diye bir şey yok. Tevhid dini, doğru din ifadesi var. Kasten hanif kelimesinin Türkçe'sini yazmıyor. Yine yazmış ki: {"De ki: Ayrıca yüzünü Hanif dininden ayırma ve sakın ortak koşanlardan olma" } Âyetin doğru meali şöyledir: (Yüzünü tevhid dinine döndür, sakın müşriklerden olma.) [Yunus 105] Hanif dini diye ayrı bir din burada da yok. Dikkat edilirse hep müşriklerden değildi, tek ilaha inanırdı anlamında söyleniyor. Yine yazmış ki: {"Doğrusu İbrahim Hakk'a yönelen bir kurucuydu. O Hanif idi."} Âyetin doğru meali şöyledir: (İbrahim Allah'a itaat eden, ona yönelen bir ümmet [önder] idi.) [Nahl 120] Burada Hanif dini diye bir şey yok. Hz. İbrahim'in dinini tek hak din gibi göstermeye çalışıyor. Yine yazmış ki: {"Halbuki, onlar yalnızca Hanif olmak üzere, dini sadece Allah'a has (özgün kılarak, mezhep imamlarına, şeyhlere, kullara vb. has kılmayarak), Allah'ı bilmekle, salatı ikame etmekle ve zekat vermekle emrolunmuşlardı. En dosdoğru ve gerçekçi din de işte bu Haniflik'tir." } Burada foyası meydana çıkıyor! Mezhebe, tasavvufa düşmanlığını açıkça bildiriyor. Bir de namaz demiyor salat diyor. Mealci gruplar, namaz diye bir şey yok salat dua demektir diyorlar. Bu da aynısını mı söylemek istiyor ki? Âyetin doğru meali şöyledir: (Halbuki onlar, doğruya yönelip, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Doğru olan din budur.) [Beyyine 5] Burada da Hanif dini diye bir şey yok. Yine yazmış ki: {"Sen artık yüzünü hakka yönelmiş Hanif dinine dön ki, Haniflik Allah'ın mayasıdır. İnsanları o maya üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında hiçbir değiştirme ve değişiklik bulunmaz. İşte en doğru ve en sağlam din Haniflik'tir."} Âyetin doğru meali şöyledir: (Hakka yönelip Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine [İslama] sarıl. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte doğru din [İslam] budur.) [Rum 30] Burada da, Hanif dini diye bir şey yok. Bu âyette de Allah'ın gönderdiği dinlerin itikadda değişmeyeceği bildiriliyor. Yine yazmış ki: {"Allah katından geri çevrilmez gün gelmezden önce, yüzünü Hanif dinine çevir." } Âyette Hanif diye bir kelime yok. Kayyim kelimesi var. O da doğru demektir. Burada iyice açık vermiştir. Her doğru anlamındaki kelimeye Hanif denirse ortada Kur'an, din diye bir şey kalmaz. Âyetin doğru meali şöyledir: (Allah'ın geri çevrilemeyecek o günü gelmeden önce, yüzünü doğru dine [İslamiyet'e] çevir.) [Rum 43] (Yarın: Hak din yalnız İslamdır)