Harikaların mahiyeti

A -
A +

Sual: Mucize ve keramet ile istidrac ve sihir arasındaki fark nedir? Allahü teâlâ, kâfire bu kuvveti niçin verdi? Bunlar birbirinden nasıl ayırt edilir? CEVAP: İslâm âlimleri buyuruyor ki: Allahü teâlâ, her şeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji kanunları diyoruz. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine yapışmamız lazımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın bu âdeti içinde meydana gelmektedir. Allahü teâlâ, sevdiği insanlara, iyilik, ikram olmak için ve azılı düşmanlarını da "aldatmak" için, bunlara, âdetini bozarak, sebepsiz harika şeyler yaratıyor. [İslamiyet'e uyanların nefisleri temizlenir, düşmanlıkları kalmaz. Açlık çeken, sıkıntılı yaşayan kâfirlerin nefisleri ise zayıflar. Kötülük yapamaz. Bunun için, papazlarda da harikulade işler hasıl olur.] Harikalar beş çeşittir: 1- Peygamberlerden, meydana gelen harikalara (Mucize) denir. 2- Evliyadan meydana gelen harikalara (Keramet) denir. 3- Evliya olmayan müminlerden meydana gelen harikalara (Firaset) denir. 4- Fasıklardan, günahı çok olanlardan zuhur edenlere (İstidrac) denir. Allahü teâlânın aldatarak, nimet şeklinde gösterdiği musibetlerdir. Onları derece derece, yavaş yavaş Cehenneme götürür. 5- Kâfirlerden zuhur edenlere ise (Sihir), yani büyü denir. İbni Hacer-i Hiytemi hazretleri diyor ki: Sihir ile, birinin kolunu kesip, sonra yapıştırmak, kendi ağzına, bedenine bıçak, kama sokup çıkarmak gibi gösteriler yapan tarikatçılar, bu gösterilerine keramet derse, kadı tarafından öldürülür. Başka şekilde yapıyorsa, ağır cezalandırılır. (Fetava-yı hadisiyye) Allahü teâlânın, bir kulun bütün muradını yerine getirmesi, her istediğini vermesi, harikalar göstermesi, onun Allahü teâlâ katında makbul bir kul olduğunu göstermez. Bunlar, bazı kullarına iyilik ve ihsandır. Bazılarına da istidracdır. Allahü teâlâ, mealen (Onları derece derece aşağı indiriyoruz, helake sürüklüyoruz; ama onlar bunu bilmiyorlar) buyurdu. (Araf 182) [Birbiri ardınca kendilerine nimetler gelir, onlar bunu bir lütuf sanırlar da şımarırlar. İşte o zaman üzerlerine Allah'ın azabı hak olur (Beydavi) Onlar her günah işledikçe biz de nimetimizi yenileriz demektir. (Dahhak)] Evliya, keramet ile meşgul olmaz ve onunla öğünmez. Fakat istidrac sahibi olan kimse, bu durumu, güzel haller zan eder. Bunların aldatma olduğunu anlamaz. Kendini azab-ı ilahiden emin bulur. Kötü akıbetten sakınmaz. [Firavun'un dişlerinin arası açık değildi, yemek kırıntıları girip rahatsız etmezdi. Ömründe bir kere başı ağrımamıştı. Bunları kendinden bilip tanrılık iddiasında bulundu.] Velinin keramete ihtiyacı yoktur. Kalbin zikre alışması yanında, kerametin hiç kıymeti yoktur. Keramet sahibi olmak, derecenin yüksek olmasını bildirmez. Harikalar gösteren kimsede İslamiyet'e kıl ucu kadar aykırılık var ise, onunki keramet değil istidracdır. Salih biri, keramet ile istidracı ayırabilir. Harika gösteren biri ile konuşunca, kalbinde, dünya sevgisi azalıp, Allahü teâlâya bağlılığı artarsa onun, keramet sahibi olduğunu anlar. Eğer böyle olmazsa, istidrac sahibidir. Evliyanın sözleri ile, kalbinde bir değişiklik duymayan kimsenin ruhu hasta, basireti, yani kalb gözü kördür, duygusuzdur. ------ Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.