Sual: Verilen hediyeyi geri istemek caiz midir? CEVAP: Hediyeyi alan zengin ise caizdir. Fakat mecbur kalmadıkça hediyeyi geri istememeli. Çünkü bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Hediyesini geri isteyen, kustuğunu yalayan köpeğe benzer.) [Buhari] Buna rağmen, bir kimse, sebepli veya sebepsiz zengine verdiği hediyeyi geri isteyebilir. Ancak şu yedi şeyden biri varsa, hediyesini geri alamaz: 1- Verilen malda kıymetini artıran fazlalık meydana gelmişse. [Mesela hediye edilen bir kitabı, alan kimse ciltletmişse, hediyeyi veren artık bunu isteyemez.] 2- İkisinden biri ölmüşse. [Hediyeyi veren ölmüşse, vârisleri hediyeyi geri isteyemez veya hediyeyi alan ölmüşse, veren, vârislerinden bunu isteyemez.] 3- Hediyenin karşılığı olduğu bildirilerek, bir hediye verilmişse. [Bir ev için, mesela bir kalem verilmişse.] 4- Hediye edilen mal, alanın mülkünden çıkmışsa. [Hediyeyi başkasına satmışsa veya vermişse.] 5- Aralarında nikah varsa. [Karı koca, birbirine verdiği hediyeyi geri isteyemez.] 6- Aralarında nikahı ebedi haram eden akrabalık varsa. [Kayınpedere, kayınvalideye, geline, damada, ana-baba ve çocuklara verilen hediye, geri alınamaz.] 7- Hediye yok olmuşsa. [Hediye kaybolmuşsa, çalınmışsa, kırılmışsa, veren hediyesini isteyemez.] Zengine verilen hediyeyi gerektiğinde geri istemek caizdir. Fakat fakire verilen hediyeyi geri almak caiz değildir. Çünkü fakire verilen hediye sadaka olur. Sadakayı ise geri almak caiz değildir. (Hidaye) Halvet ve mehir Sual: Nikahlanıp henüz zifaf olmadan ayrılan kıza mehir vermek gerekir mi? CEVAP: Zifafa girmeyen ve halvet de olmayan kız, bir kere boşanınca, bain [kesin boşanmış] olur. Erkeğin buna hemen yarım mehir vermesi lazım olur ve iddet beklemez. Boşandığı gün bile, başkası ile evlenebilir. İki türlü mehir var: Mehr-i muaccel: Acele verilmesi gereken mehirdir. Nikah yapılınca, verilmesi vacib olur. Zifaftan veya halvetten önce verilir. Mehr-i muacceli geciktirmek caiz değildir. Hanım, ayrılmaya sebep olan bir şey yaparsa, mesela mürted olursa, hürmet-i musahere'ye sebep olursa, mehr-i muaccel verilmez. Erkek boşarsa veya ayrılığa sebep olanı yaparsa, mehr-i muaccelin yarısı verilir. Mehr-i müeccel: Hemen verilmeyip daha sonra verilmesi gereken mehirdir. Boşanma halinde, zifaf veya halvet olmuşsa, müeccel mehrin tamamı, olmamışsa yarısı verilir. Bir âyet-i kerime meali: (El dokunmadan boşadığınız kadınlara, mehrin yarısını verin!) [Bekara 237] Boşadığı kadına mehrini ödememek kul hakkıdır. Ödemezse, ahirette azabı çok şiddetlidir. Nikahlı olup henüz zifaf olmayan erkek ile kız arasında olan meşru halvet, yabancı kadın ile olan haram halvet gibi değildir. Yanlarında hissen veya şer'an yahut tabiaten cimaya mani bir sebep bulunursa, meşru halvet olmaz. Mesela ikisinden birinin hasta olması, farz namazda, Ramazan orucunda olması, kadının hayız veya nifas halinde olması, yanlarında akıllı [7 yaşında] bir çocuk bulunması bu halvete mani olur. Fakat akıl baliğ olmayan bir çocuk, haram olan halvete mani olamaz. Erkek, nişan için gönderdiğim şeyler mehir idi dese, kadın ise, hediye idi dese, yenilen şeyler hediye olur. Başka şeyler, mehir olur. (S. Ebediyye) Düğünden önce, kıza takılan altınlar, nikahta mehirden söz edilmemişse, mehir yerine geçer. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com