Hocaya ittiba ne demektir

A -
A +

Veysel Karani, Resulullahın mübarek dişi kırıldı diye, ona benzemek için dişlerini çektirmiş. 63 yaşından fazla yaşayan kimseler, "Resulullahtan fazla dünyada kalmam" diyerek evine kabir kazıp kalan ömrünü toprak altında geçirmiş. Bunun örnekleri çok. Böyle hareketler Resulullaha ittiba mıdır? Bizlerin de yapması lâzım mı? İslam âlimlerine, dini öğreten hocalara nasıl ittiba gerekir? Mesela Resulullah efendimiz ikindinin sünnetini bazen kılmazmış. Bizim de bazen kılmamamız sünnet midir, Resulullaha ittiba olur mu? Bir arkadaş söyledi. Hocası, Rabbena'dan sonra Allahümme inni euzübike min hemezatişşeyatin okumak çok sevab diye bildirirmiş. Namazda son oturuşta salli barikten sonra 'Rabbena atina'dan fazla okumam, çünkü hocamızın okumadığını bir iki kere gördüm dedi. Başka duaları okumak hocaya ittiba etmemek mi olur? CEVAP: Evliyanın, âşıkların durumu farklıdır. Veysel Karani hazretleri, Resulullah efendimizin hangi dişi olduğunu bilmediği için dişlerinin hepsini çektiriyor. Bu âşıklık halidir, onlar mazurdur. İttiba, dinin yasaklamadığı konularda, o zata uymaya çalışmaktır. Mesela o zat, özürlü olduğu için, teyemmüm etse, biz de ona uymak için teyemmüm etmemiz caiz olmaz. Resulullah efendimiz bazen ikindinin sünnetini terk etti diye sünneti terk etmek sünnet olmaz, ancak ibadet etmek sünnet olur, terk etmek sünnet olmaz. Bir zat, birkaç namazda Rabbena'dan sonra dua okumasa, yahut ömründe hiç okumasa, ancak, siz okuyun diye bildirse, okumak o zata ittiba olur. Mesela Rabbena'dan sonra Allahümme inni euzübike min hemezatişşeyatin okumak hocaya ittibadır. İslam filozofu olmaz! Büyük İslam Filozofu Farabi "Aristo ve Eflatun'un fikirleri körü körüne inanılan İslam dogmalarından (naslardan) daha değerlidir" diyor. Bu söze ne dersiniz? Görmeden, tecrübe etmeden körü körüne inanmak yanlış değil mi? CEVAP: İslam filozofu tabiri yanlıştır. Çünkü dinimizde felsefe yoktur. İmam-ı Gazali ve İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: İslamiyet'te felsefe yoktur. Farabi ve benzerleri Yunan felsefecileri gibi düşünerek küfre girmişlerdir. Dogmalara [Naslara] körü körüne inanmak tabiri de çok yanlıştır. Önce imanın tarifini yapalım: İman, Muhammed aleyhisselamın, peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmaksızın, tasdik ve itikad etmektir, inanmaktır. Akla uygun olduğu için tasdik ederse, aklı tasdik etmiş olur, resulü tasdik etmiş olmaz. Veya, resulü ve aklı birlikte tasdik etmiş olur ki, o zaman peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, iman olmaz. İman, Amentü'deki altı esasa körü körüne inanmaktır. Çünkü Kur'an-ı kerimde, iyiler övülürken, (Onlar gayba inanırlar) buyuruluyor. (Bekara 3) İmanın altı esası da gayba inanmaktır: Allaha, Meleklere, Kitaplara, Peygamberlere, öldükten sonra dirilmeye, ahiret hayatına görmeden inanırız. Yine görmeden kaderin, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanırız. Eğer Farabi yukarıda bildirdiğiniz sözü söylemişse, sırf bu söz yüzünden küfre girmiştir. Dogma yani nass, âyet ve hadis demektir. Kur'anın bildirdiklerine körü körüne inanmayacak mıyız? Hâşâ, acaba bu âyet yanlış mı diye düşüneceğiz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.