İbadete bid'at karıştırmak

A -
A +

Dinimizde yankı sesi ile ibadet edilmez. R. Muhtar'da, (Dağa çarpıp yankı ile gelen ses, hakiki ses hükmünde olmadığı için, secde-i tilavet yapılmaz) buyuruldu. Gramofonda [ve teypte] okunan secde ayetini işiten, tilavet secdesi yapmaz. (M.Erbea) Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır, Araf suresinin 204. ayetinin tefsirinde diyor ki: Kıraet (okumak), akıllı ve konuşan bir insanın ağzından çıkanı anlamaya ve anlatmaya yönelik sesli okumaktır. Cansızlardan çıkan sese ve yankılanmadan meydana gelen sese de kıraet denilemez. Fakihler "Bir kıraetin yankılanmasından hasıl olan sese, kıraet ve tilavet hükmü uygulanmaz" demişlerdir. Çınlayan, yankı yapan bir sesi dinlemek kıraet değildir, bir çınlama'dır. Kur'an okuyanın sesini aksettiren gramofon veya radyodan gelen sese de kıraet denilemez. Bu sesler bir kıraetin yansımasıdır, bunlara dinleme emrinin hükmü uygulanmaz. (s. 2361) TV, video ve CD, iyi bir eğitim, öğretim vasıtasıdır. Mesela bunlarla Kur'an-ı kerim öğrenmek ve öğretmek, namazın nasıl kılınacağını tatbiki olarak göstermek çok iyi olur. Fakat namaz kılan imamın filmini alıp, imam yerine ekrandaki bu görüntüye uymak caiz olmaz. Okunan Kur'an'ı kasete alıp, mezara gidince, teybi açarak kaseti dinlemekle bizzat Kur'an okunmuş olmaz. Bunun gibi, bir kimse, namaz kılarken kendi filmini çekse, sonra her namaz vakti gelince, video ile bu filmi seyretse, namaz kılmış olmaz. Namaz kılmak, ezan okumak vakitli ibâdetlerdir. Bunları teyple yapmak, bid'attir. Hadis-i şerifte de, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. Dinde imamın görüntüsü değil, bizzat kendisinin olması gerekir. Ezan okuyan da bizzat müezzinin olması gerekir, teybe alınmış ses, ekrandaki imamın görüntüsü gibi gerçek değil, benzeridir. Benzer sesle ibadet olmaz. TV ekranındaki resim, imamın veya müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür. TV'deki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, sesin benzeridir. İki ayrı şey, birbirine çok benzese de, aynı değildir. Mesela Ali ile ikiz kardeşi Veli, birbirine çok benzese de, ayrıdır. Biri Ali, öteki Veli'dir. Bir insanın resmi, kendisinin tam benzeridir, aynısı değildir. Resmi yırtılsa, sahibine zarar gelmez. Bir kimse aynaya baksa, aynadaki görüntü, bakan kimsenin resmidir. Bu resim sahibinin bizzat kendisi değil, görüntüsüdür. Aynayı kırsak, görüntü kaybolursa da sahibine bir şey olmaz. TV, teyp, CD ve radyodaki sesler de, sahibinin benzer sesidir, aynısı değildir. İmamın sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği bir ses haline dönüşüyor. Duyulan ses, imamın sesi değil, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle hasıl olan mıknatıs kuvvetlerinin titreyerek demir levhanın husule getirdiği sestir. Bu ses, imamın sesine, çok benzese de, benzeridir, aynısı değildir. TV'deki görüntüye imam diye uymakla, hoparlörden çıkan sese imamın sesi diye uymak aynıdır. Görüntü bizzat imam olmadığı gibi, ses de bizzat imamın sesi değildir. Onun için görüntüye ve cihazdan çıkan sese uymakla imama uyulmuş olmaz. (İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden değil) hadis-i şerifine uymalı, ibâdetleri değiştirmemeli. İmamın sesinden başka bir sese âmin denirse namaz bozulur. (Dürr-ül-muhtâr) [Hoparlörden çıkan sesin, imamın sesi değil benzer ses olduğu yukarıda açıklandı.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.