Sual: Musa Carullah, (Fıkıh kitapları yazılırken, ibadetlerde azabı ve sevabı esas tutarak İslamiyet'i sosyal bir din olmaktan mahrum bırakmışlar. Şu çok günah diyecek yerde, ibadetlerin faydalarını, hikmetlerini anlatsalardı, sevab ve azap yerine akıl ve zekâyı koysalardı, İslamiyet sosyal bir din olmaktan mahrum olmazdı) diyor. Bu sözde doğruluk payı yok mu? CEVAP: Musa Carullah reformcudur, dini değiştirmek istiyor. Onun sözünün hiç önemi olmaz. İbadetlerin dünyevi faydalarını, hikmetlerini, Allahü teâlâ kasten bildirmedi. O zaman faydasını anlayıp emri yapınca, Allah'ın emri için değil, o ibadetin faydası için yapılmış olur. Bu da ibadet olmaz. İslamiyet'e uymaya, ibadet etmek denir. Müslümanlar, Allahü teâlâ emrettiği için, vazifeleri olduğu için ibadet eder. İslamiyet'in emirlerinde ve yasaklarında, kulların dünyaları ve ahiretleri için nice faydalar bulunmakla beraber, ibadet ederken Allahü teâlânın emri olduğunu, kulluk vazifesi olduğunu niyet etmek, düşünmek lazımdır. Böyle düşünmeden yapılan iş, ibadet olmaz. Din ile ilişiği olmayan basit bir iş olur. Mesela namaz kılan kimse, Allahü teâlânın emrini yerine getirmeyi ve kulluk vazifesini yapmayı niyet etmeyip, namazın bir jimnastik, beden terbiyesi olduğunu düşünerek kılarsa namazı sahih olmaz. İbadet yapmış olmaz. Spor yapmış olur. Oruç tutanın da, yalnız mideyi dinlendirmeyi, perhiz yapmayı düşünmesi, orucun sahih ve makbul olmamasına sebep olur. İbadetleri âdetten ayırmak için, dünya menfaatlerini yani ibadetlerin ne gibi bize dünya faydası getireceğini düşünmemek şarttır. Allah için ve ahiret menfaati için yapılan şeyler, ibadet olur. Dünya menfaati için yapılan şeyler, âdet sayılır. İbadet etmek, dünya menfaatleri üzerine kurulmaz. Üç âyet-i kerime meali: (Ahiret için çalışanların kazançlarını artırırız. Dünya menfaati için çalışanlara da, [sağlık, para, şöhret gibi] dünya nimetlerini veririz; fakat ahirette bunların eline bir şey geçmez.) [Şura 20] (Menfaatleri ve lezzetleri çabuk geçen, tükenen dünyayı isteyenlerden, dilediğimize, istediğimizi veririz. Ahiret menfaatleri için çalışan müminlerin mükâfatları boldur.) [İsra 18,19] (Yalnız dünya için yaşamak, eğlenmek isteyenlerin çalışmalarının karşılığını, hiçbir şey esirgemeden [sağlık, para, makam, şöhret gibi] bol bol veririz. Bunlara ahirette yalnız Cehennem ateşi vardır. Emekleri hep boşa gider. Yalnız dünya için yaptıkları işlerine, ahirette bir karşılık verilmez.) [Hud15, 16] Üç hadis-i şerif meali de şöyledir: (Her iyilik, niyetine göre değerlendirilir.) [Buhari] (Allah'tan başkası için, kim ne işlediyse, karşılığını git ondan iste denilecektir.) [İbni Mace] (Allahü teâlâ, ahiret için yapılan iyiliklere dünyada da mükâfat verir; fakat yalnız dünya için yapılan işlere, ahirette hiç mükâfat vermez.) [F. Bilgiler] (Devamı var) Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com - www.mehmetalidemirbas.com