Üç sorum var: 1- Cennete Müslüman olmayanlar da girecek mi? Mesela dindar bir Hıristiyan mı, yoksa ibadetlerini yapmayan, günahlar içinde yüzen fâsık bir Müslüman mı daha üstündür? 2- Hıristiyan kendi dinini daha üstün bildiği için Müslüman olmuyor. Böyle bir Hıristiyan Cennete girmeyecek mi? 3- Kendisine bire bir anlatılmadığı için İslamiyet'i bilmeyen bir Hıristiyan Cennete girmeyecek mi? CEVAP: 1- Allah indinde hak din bir tanedir. O da İslamiyet'tir. Müslüman olmayan herkes kâfirdir. Hiçbir kâfirin ibadeti geçerli sayılmaz. Allahü teâlâ onlardan faydalı iş yapmayı değil, önce İslamiyet'e iman etmelerini istemektedir. İmansız ibadetin kıymeti olmaz. Bu konularda Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allah indinde hak din ancak İslâm'dır.) [Al-i İmran 19] (Sizin için din olarak İslâm'ı beğendim.) [Maide 3] (İslâm'dan başka din arayanın bulacağı din asla kabul edilmeyecektir.) [Al-i İmran 85] (Ey iman edenler, Yahudileri de, Hıristiyanları da dost edinmeyin! Onlar birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardandır. Allah, [gayri Müslimleri dost edinerek kendilerine] zulmeden kavme hidayet etmez.) [Maide 51] (Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudilerle Hıristiyanlar senden asla hoşnut olmaz.) [Bekara 120] (Kâfirlerin [iyi olarak] yaptığı bütün işler, kıyamette boşa gidecektir.) [Tevbe 17] Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Cennete ancak Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim] (Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan, mutlaka Cehenneme girecektir.) [Hakim] Âyet-i kerimede de bildirildiği gibi gayri Müslimlerin bütün iyi amelleri ve ibadetleri boşa gidecektir. Eğer günahkâr Müslüman iman ile ölürse, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete gidecektir. Müslüman olmanın önemi buradan da anlaşılmaktadır. 2- Hıristiyan veya başka bir din mensubunun kendi dinini üstün bilmesinin ne önemi olur ki? Allah'ın o dini tasdik etmesi gerekir. Allahü teâlâ da İslam'dan başka dini kabul etmiyor. Yukarıda da bildirildiği gibi Müslüman olmayan herkes Cehenneme gidecektir. 3- Bugün dünyada Müslüman dinini duymayan kimse yoktur. Olduğunu kabul edelim. Bu konuda din kitaplarında bildiriliyor ki: Dağda, ormanda, mağarada veya çölde yaşayıp da dinden haberi olmayanlar, imanlı olmadıkları için Cennete girmezler. Allah'ı, Cenneti, Cehennemi duymadığı ve inkâr etmediği için Cehenneme de girmezler. Dirildikten sonra hesaba çekilip, varsa günahları kadar mahşer yerinde azap çekeceklerdir. Herkesin hakkı verildikten sonra, bütün hayvanlar gibi, bunlar da yok edilecekler, bir yerde sonsuz kalmayacaklardır. (Mektubat-ı Rabbanî, Feraid-ül fevaid, Tac) Dağda, çölde yaşayıp da Peygamberleri işitmemiş olana Şahik-ul-cebel denir. Bunlar mazurdur. Peygamber gelmemiş hükmündedir. Bunların, peygamberlere inanmaları, emrolunmadı. Bunlar için Kur'an-ı kerimin (İsra) suresinin on beşinci âyetinde, (Peygamber göndermeden önce, azap yapmayız) buyuruldu. (İsbat-ün-nübüvve) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Akıl ile Allahü teâlânın varlığını, birliğini bilmek gerektiğini söyleyenler olmuştur. Allahü teâlâ, aklı, hakkı bâtıldan ayırmak için yaratmışsa da, hak yol bildirilmedikçe akıl, bunu yalnız başına bulamaz. Peygamberleri duymamış kimse, ahirette kabahati kadar mahşer yerinde azap görecek, herkesin hakkı verildikten sonra, bütün hayvanlar gibi yok edilecektir. (1/259)