İyi insan olmak için kâmil yani olgun müslüman olmak gerekir. Allah indinde mümin çok kıymetlidir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Müminler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, Allahın ayetleri okununca, imanları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler, namazı doğru kılar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden [Allahın razı olduğu yerlere] harcarlar.) [Enfal 2-3] (Müminler, kurtuluşa ermiştir. Namazlarını huşu içinde kılar, boş ve lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekâtlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahitlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8] (Onlar, Allahın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin rızasını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.) [Rad 20-22] (Büyük günahlardan ve hayâsızlıktan sakınır, öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlar ve işlerini aralarında istişare ederler.) [Şura 37,38] (İnanıp hayırlı iş işleyen [mümin]lerin kötülüklerini örteriz, yaptıklarının en güzeli ile de mükâfatlandırırız.) [Ankebut 7] (Allah müminlerin kötülüklerini örter, işledikleri şeylerin en güzellerinin karşılığını da verir.) [Zümer 35] (Allah, inanıp emirlerini yapan müminlere mağfiret ve büyük ecir vâdetmiştir.) [Feth 29] (Elbette müminler kardeştir.) [Hucurat 10] Müminlerle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları da şöyledir: (Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.) [Buharî] (Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allahın rızasını gözetir. Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar.) [Deylemî] (Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır.) [Taberânî] (Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul olurlar. Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşar.) [Buharî] (Mümin ülfet eder [iyi geçinir] ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyende hayır yoktur.) [Beyhekî] (Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.) [Deylemî] (Mümin lânet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayâsız olmaz.) [Hakim] (Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp bıraktığı eseri de güzeldir.) [Beyhekî] (Mümin, yumuşaktır. Munis bir deve gibi boyun eğer, "ıh" denince, yer sert olsa da çöker.) [Beyhekî] (Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemî] (Mümin geçim ehlidir, rahatlık verir. Münafık geçimsizdir, sıkıntı verir.) [Dare Kutni] (Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir.) [Dare Kutni] (Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz.) [Buharî] (Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki müslüman olasın.) [Haraiti]