Kadir Gecesi

A -
A +

Sual: Kur'an-ı kerimin Kadir Gecesinde indirildiği Kadir Suresinde bildiriliyor. Bu gece niye her sene aynı güne gelmiyor da, Ramazan ayı içinde değişik günlere geliyor? Mesela, Kur'an-ı kerimin indirilmeye başlanması, Ramazanın 26'sını 27'sine bağlayan gece vaki olduysa, Kadir Gecesinin hep bu gece olması gerekmez mi? Bir de kameri aylar da böyle. Ramazan yaza geldiği gibi kışa da gelebiliyor. Niye hep aynı zamanda olmuyor da yılın bütün aylarını dolaşıyor? CEVAP: İki sual birbirinden farklıdır. Allahü teâlâ, kameri [gökteki ayı] bütün seneyi dolaşacak şekilde yaratmıştır. Kameri sene 354 gündür. Şemsi yıla göre 10 veya 11 gün azdır. Bunun için her sene kameri ay, 10 gün önce gelir. Böylece bütün yılın aylarını dolaşır. Allahü teâlâ böyle istemiştir. Ramazan orucu, böylece yılın en uzun ve en kısa, en soğuk ve en sıcak günlerine geliyor. İslamiyet, bir bölgeye değil, bütün dünyaya gelmiştir. Her coğrafyadaki, her mevsimdeki insanlara hitap eder. Sıcak ve soğuk ülkeler var. Gündüzleri veya geceleri kısa ve uzun yerler var. Hepsi için tek ve aynı tarih olsaydı Müslümanların işi güç olurdu. Bunun gibi daha birçok hikmeti olabilir. Allahü teâlâ, Kadir Gecesini gizlemiş, yani Ramazan ayının çeşitli günlerine koymaktadır. Bu sene Ramazanın birine koyarsa öteki sene Ramazanın yedisine koyabilir, Kadir Gecesi o gece olur. Diğer geceler gibi falanca ayın belli bir günü yapmamış, bu geceyi gizlemiştir. Bu gecenin aylarla ilgisi yok, gece ile ilgisi var. Ramazanın 27. gecesinde Kur'an-ı kerim inmiş ise de, bu sene de Kadir Gecesi Ramazanın üçüne alınmış olabilir. Demek ki, bu mübarek gece, Ramazanın üçüne geldi. Ay mefhumundan sıyrılmak gerekir. Diğer geceler ayla ilgili, Kadir Gecesi ayla ilgili değil, gece ile ilgilidir. Allahü teâlâ dileseydi her aya bir tane koyardı ve her ayda Kadir Gecesi olabilirdi. Kur'an-ı kerimin indiği bu geceyi de her ay kutlardık. İlk defa Kur'an-ı kerimin nazil olduğu gecenin hususiyetini, faziletini ve bereketini Allahü teâlâ her sene başka bir geceye veriyor. Yani her sene değişik bir gecenin o kıymet ve fazileti taşımasını irade buyuruyor. Kur'an-ı kerimin nazil olduğu o mübarek gecenin her sene-i devriyesinde aynı gecenin o fazileti taşıması icap etmiyor. Başka bir gece o fazileti taşıyabiliyor. ? Günaha önem vermek Sual: Kitaplarda mekruha veya sünnete önem vermemenin küfür olduğu bildiriliyor. Harama önem vermemek de küfür oluyor. Bir sünneti yapmayan, bir mekruhu veya haramı işleyen o mekruha ve harama önem vermemiş mi oluyor? Meselâ içki içenbir kimse harama önem vermemiş mi oluyor? CEVAP: Bu çok ince bir meseledir. Bir kimse, işlediği haramın, haram olduğunu kesin olarak biliyorsa, yapılmaması gerektiğine inanıyorsa, yapmamasının iyi olacağını biliyorsa, yani yaptığına üzülüyorsa, nefsine ve kötü arkadaşa uyarak günah işliyorsa, harama önem vermemiş sayılmaz, yani ona kâfir denmez. Bu günahları gayet tabii olarak görüyor, işlerken zerre kadar üzülmüyorsa, (Günah işliyorum ama kalbim temiz, sen kalbe bak, bu kadar günahın zararı olmaz) diyorsa, yani günah işlemek tabii geliyor ve işlediği için hiç üzülmüyorsa, o zaman günaha önem vermemiş olur; yani küfre girer. Önem vermemek, zerre kadar da olsa, üzülmemek demektir. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.