Kalb kır­mak­tan sa­kın­ma­lı­dır

A -
A +

Hik­met eh­li zat­lar bu­yu­ru­yor ki: Mü­mi­nin kur­tul­ma­sı­nın en kes­tir­me yo­lu, mü­mi­nin du­ası­nı al­mak­tır. Mü­mi­nin dua­sı, Al­la­hü te­âlâ­nın rı­za­sı­na ka­vuş­ma­ya se­bep olan en kes­tir­me yol­dur. Al­lah ko­ru­sun, ya bed­du­ası? İs­ter kâ­fir ol­sun, is­ter mü­min ol­sun, is­ter mü­na­fık ol­sun, is­ter fa­sık ol­sun, kim olur­sa ol­sun, kalb kır­ma­ma­lı­dır. Kü­für­den son­ra en bü­yük gü­nah, kalb kır­mak­tır. Kâ­be'yi yık­mak­tan da­ha bü­yük gü­nah­tır. İyi­lik et­mek çok iyi­dir; ama farz de­ğil­dir. Kö­tü­lük et­me­mek­se farz­dır. Hiç kim­se­ye kö­tü­lük et­me­me­li­dir. İyi­lik eden iyi­lik bu­lur. Kö­tü­lük eden, o kö­tü­lük­te bo­ğu­lur. Mü­min; elin­den ve di­lin­den emin olu­nan kim­se­dir. Mü­min kö­tü­lük ede­mez; çün­kü bu, mü­mi­nin ta­ri­fi­ne sığ­maz. Bir dua­nın ka­bul ol­ma ih­ti­ma­li çok zor­dur; çün­kü bir­çok şart­la­rı var­dır. Me­se­la: 1- Dua­ya, Eu­zü Bes­me­ley­le, Al­la­hü te­âlâ­ya hamd-ü se­na ve Re­su­lü­ne sa­lât-ü se­lam­la ve İsm-i a'zam ola­rak bil­di­ri­len du­ala­rı oku­ya­rak baş­la­ma­lı ve sa­le­vat-ı şe­ri­fey­le bi­tir­me­li. 2- Farz­la­rı ya­pıp ha­ram­lar­dan, bid'at­ler­den sa­kın­ma­lı, he­lal yi­yip iç­me­li. 3- Ace­le et­me­den, ka­bul ola­na ka­dar yal­va­ra­rak du­a et­me­li. Gaf­let­ten uzak, şu­ur­la du­a et­me­li. Ha­dis-i şe­rif­te, (Gaf­let­le edi­len du­a ka­bul ol­maz) bu­yu­rul­du. 4- Cu­ma gü­nü ve se­her vak­ti gi­bi kıy­met­li va­kit­le­ri gö­zet­me­li. 5- Has­ta­lık­ta, ai­le ve va­tan­dan uzak, ga­rip ka­lın­dı­ğı za­man, yağ­mur ya­ğar­ken, oruç­luy­ken gi­bi, dua­nın ka­bul ola­ca­ğı hal­le­ri gö­zet­me­li. Maz­lu­mun bed­du­ası­nın ka­bul ol­ma­sı için hiç­bir şart yok­tur. Anın­da ka­bul ola­bi­lir. Onun için hiç kim­sey­le ce­del­leş­me­me­li, za­lim du­ru­ma düş­me­me­li. Edi­len bed­du­a, öy­le bir saa­te denk ge­lir, öy­le bir per­de açı­lır ki, o an­da in­sa­nın ye­di sü­la­le­si­ne te­sir ede­bi­lir. Mü­mi­nin yü­zü­ne Al­lah rı­za­sı için ba­ka­nın, gü­nah­la­rı af­fo­lur. Ki­min ne ol­du­ğu bel­li ol­maz. Bü­yük­le­rin, (Her ge­le­ni Hı­zır, her ge­ce­ni Ka­dir bil) sö­zü meş­hur­dur. Bu­na uy­gun ha­re­ket et­me­li, kim­se­nin kal­bi­ni kır­ma­ma­lı, her mü­mi­nin du­ası­nı al­ma­ya ça­lış­ma­lı­dır. Al­la­hü te­âlâ­nın bi­ze na­sıl mu­ame­le et­me­si­ni is­ti­yor­sak, biz de onun kul­la­rı­na öy­le mu­ame­le ede­lim. Mal mülk, her za­man ve­ya her­ke­se ha­yır ge­tir­mez. Al­lah mu­ha­fa­za et­sin, çok ni­met sa­hi­bi­nin ma­lı, pa­ra­sı dok­to­ra, ila­ca gi­der. Ya­ni o ma­lı­nın hay­rı­nı gö­re­mez. Her za­man ha­yır­lı­sı­nı is­te­me­li. Mal mülk sa­hi­bi ola­bi­lir in­san; fa­kat Al­lah de­me­ye va­kit bu­la­maz­sa ne­ye ya­rar? Tel: 0 212 - 454 38 20 www.dinimizislam.com - www.mehmetalidemirbas.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.