Sual: Ehl-i sünnet bildiğimiz bir hoca, "Bazı fukaha kan naklini caiz görmüş, bazısı ise caiz görmemiştir. Bizim görüşümüz de caiz değil diyen fakihlerle beraberdir" diyor. Acaba hangi fakih caiz görmemiş ki? CEVAP: Biz caiz görmeyen tek fakih bilmiyoruz. Günümüzde bir fakih olduğunu da zannetmiyoruz. Gerçi bizim bilmememiz müctehidin yok olduğunu göstermez. Ama müctehid taslaklarını çok gördük. Anladığımıza göre bu hoca fıkıh kitabı okuyanı fakih sanıyor. Fıkıh kitabı okuyana fakih denirse, tıp kitabı okuyana doktor, kimya kitabı okuyana kimyager demek gerekir ki, ne kadar tuhaf olur! "Bizim görüşümüz de caiz değil diyen fakihlerle beraberdir" sözünden kendisini fakih ve müctehid kabul ettiği anlaşılıyor. Bu bir dil sürçmesi olamaz. Din kitapları ne diyor: Nihaye'de deniyor ki: Tezhip isimli eserde, Müslüman ve uzman doktor lüzum görürse, hastanın idrar veya kan içmesi, leş yemesi başka çare yoksa caizdir. (Redd-ül muhtar) Müslüman, uzman doktor, kadın sütünün iyi edeceğini ve başka ilacı olmadığını söylerse, hastanın, kadın sütü içmesi ve bu sütü satın alması caiz olur. (Feth-ul-kadîr) Bir organı kurtarmak, hayatı kurtarmak gibi zaruridir. Diri insanın organını, etini yemek, bir kadının sütünü içmek caiz değildir. Kanını nakletmek ise caizdir. (Mecmua tül muallim) El-Hedyül-İslamî adındaki Mecelle'de nakledilen fetvada deniyor ki: (Hadis-i şerifte, Allahü teâlânın her hastalık için ilaç yarattığı bildirildi. (Ey Allah'ın kulları! Hasta olunca, tedavi olun! Çünkü Allahü teâlâ, hastalık gönderince, ilacını da gönderir) buyuruldu. Peygamberimiz, hastaların karantinaya alınmaları, perhiz yapmaları ve temizlenmeleri gibi birçok tedavi yolları göstermiştir. Tıp ilmini öğrenmek ve tedavi yapmak, farz-ı kifayedir. Tıb ilmi, din bilgisinden önce gelmektedir. Yeni ölen birinin kalbini ve başka organlarını diri insana takmak caizdir. Bu iş ölüye hakaret olmaz. Müslümanın kendini koruması lazım olduğu gibi, din kardeşlerini koruması da lazımdır. Düşman saldırınca ona karşı koymak, yani cihat etmek bunun için farzdır. Dirinin veya ölünün, diri için bir uzvunu vermesi, dirinin canını vermesinden, daha kolaydır. İnsana ölünce de kıymet vermek, saygı göstermek vaciptir. Fakat, zaruret olunca, bu haramlık kalkar. Müslüman uzman hekimlerce bir hastanın ölümden kurtulması için, kan, diriden veya ölüden organ naklinden başka çare olmadığını bildirdikleri zaman, bunu yapmak caiz olur. Din ayrılığı gözetilmez.) Yukarıdaki din kitaplarında bildirilen hususların özeti şudur: Zaruret olunca, başka ilaç veya madde bulunmayınca, leş, idrar, kadın sütü, insan kanı ve şarap, tıpta ve sanayi için kullanılmaları caiz olur. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com