Kurumlara zekat vermek

A -
A +

Sual: Bazıları, Kur'an-ı kerimdeki fi-sebilillah kelimesini, Allah yolunda olan her kurum ve kuruluş dahil diyerek, dernekten partiye kadar her kuruluşa zekat verileceğini söylüyorlar. Bu doğru mudur? CEVAP: Kur'an-ı kerimde zekat verileceği bildirilen 8 sınıftan birisi de fi-sebilillah, yani "Allah yolundakiler"dir. Bu sınıfa girenler: 1- Fi-sebilillahtan murad, fakir askerlerdir. (Nur-ül izah) 2- Fi-sebilillahtan murad, cihad ve hac yolundaki muhtaçlardır. (Redd-ül-muhtar) 3- İmam-ı Ebu Yusuf'a göre, savaşa gidemeyen fakirler, imam-ı Muhammed'e göre de hac yolundaki fakirlerdir. (Dürer) 4- Gaza veya hac için çıkıp da, nafakası tükenenlerdir. (Tahtavi) 5- Üç mezhebe göre, gazi ve askerlerdir. Hanbeli'ye göre, hac yolundakiler de dahildir. (Mizan) 6- Gaziler olduğunda dört mezhepte ittifak vardır. (M. Erbea) 7- Zahid-ül Kevseri hazretleri, Makalat kitabında, (Hayır kurumlarına zekat verilmesi caiz değildir. Müctehid imamların hiçbirisi, hayır kurumlara zekat verileceğini bildirmemiş ve bu konuda icma hasıl olmuştur. Sonra gelen âlimlerin sözleri icmayı bozamaz) buyuruyor. [Demek ki, bugün bir din adamı çıksa, kurumlara zekat verilmesine fetva verse, icmayı bozamayacağı için, fetvası geçersiz olur. Zaten hakiki âlim de, icmayı bozucu fetva vermez.] İbni Abidin hazretleri, Bedayi'de, fi-sebilillah kelimesinin bütün kurbetler, yani Allah için olan bütün işler olarak açıklandığını bildirmekte ve Nehr kitabından alarak, (Âlimler, zekat toplayanlardan başka, bütün sınıflara fakirlik şartı ile zekat verileceğinde ittifak etmişlerdir) buyurmakta, ayrıca, (Mescit, köprü, yol yaptırmak, hac ve cihad etmek gibi temlik sayılmayan yerlere zekat verilmez) hükmünü Zeylai'den naklen bildirmektedir. [Temlik, zekatı fakirin eline vermektir.] Bedayi'de, fi-sebilillah kelimesi ile, Allah yolunda çalışanlar bildirilmiştir. Mesela zengin de olsa, din ilmi talebesine zekat verilir. Dürr-ül muhtar'da diyor ki: Din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar da, zengin olsalar bile, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekat alabilirler. İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki: Hadis-i şerifte, (İlim öğrenmekte olanın, 40 yıllık nafakası olsa da, buna zekat vermek caizdir) buyuruldu. Durum böyle iken, çeşitli kurumlar, zekat fonu diye bankaya bir hesap numarası açıyorlar, yahut makbuzla para topluyorlar. Yukarıdaki vesikalardan anlaşılacağı gibi, bu yolla verilen paralar zekat yerine geçmez. Dinden haberi olmayan bazı kimseler de, kitaptan değil de, kendi aklını ölçü alarak, (Zekattan gaye, fakirin istifadesidir. Her ne şekilde olursa olsun fakire yardım edilirse, zekat yerine geçer) diyorlar. Bu çok yanlıştır. Zekat fonundan fakire yardım etmekle, fona yatan para zekat yerine geçmez. Mesela, (Oruç tutmaktan maksat, aç kalmaktır. Ha Ramazan ayında aç kalınmış, ha Recebde aç kalınmış fark etmez) denilemez. (Kurbandan maksat, bir hayvan boğazlamaktır) denilerek bu hayvanı istenildiği zaman kesmek, kurban olmaz. Kurban vasfı olan bir hayvanı, Kurban Bayramında kesmek gerekir. Zekatı da, dinimizin emrettiği şekilde vermek gerekir. Ülkemizde, dine hizmet eden, ilim talebesi yetiştiren yurtlar, Kur'an kursları, vakıflar ve başka hayır kurumları vardır. Buraları desteklemek gerekir. Bunun için bu kurumların bir yetkilisi, bir fakirden vekalet alır. Fakir, kurumdaki yetkili şahsa vekalet verirken, (Benim adıma zekat almaya ve aldığın zekatı dilediğin yere vermeye seni vekil ettim) der. Yahut sadece, (Seni umumi vekil ettim) demesi de kâfidir. Vekil de, aldığı zekatı, talebelerin ihtiyaçlarına, kurumun başka ihtiyaçlarına sarf edebilir. Böylece hem dine uygun zekat verilmiş, hem de istenilen hayır kurumuna yardım edilmiş olur. Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.