Yönetici durumundayım. Villada oturuyor, çeşitli elbiseler giyiniyorum. (Süsten kaçınmak imandandır) hadis-i şerifini görünce korktum. Hep aynı elbiseyi mi giyineyim, villadan çıkıp basit bir evde mi oturayım? CEVAP: O hadis-i şerif, gösteriş için öyle giyinmenin zararını bildiriyor. İhtiyaç için süslü giyinmekte ve villada oturmakta mahzur yoktur. Hatta imkânı olanın böyle yapması gerekir. İmam-ı a'zam hazretleri buyuruyor ki: Cahillerin hakaret etmemeleri ve düşmanlara azametli, kuvvetli görünmek için, âlimlerin, âmirlerin elbiselerinin ve binalarının gösterişli olması lazımdır. Hikmet ehli de buyuruyor ki: (Öyle bir elbise giy ki, sen ona değil, o sana hizmet etsin!) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Güzel giyinin ki, Allahın size verdiği nimetlerin eseri görülsün!) [Taberani] (Allah bir kuluna nimet verdiğinde, o nimetin eserinin o kulun üzerinde görülmesini sever.) [Taberani] (Allahın verdiği nimetin eseri üzerinde görülmelidir.) [Nesai] Hünsanın durumu Bir yakınımızın cinsiyeti belli değil. Erkek gibi mi namaz kılar? Cenazesini kim yıkar? Sonradan kadın olan erkek olur mu? CEVAP: Hem erkeklik, hem de kadınlık uzvu bulunan veya her ikisi de bulunmayan kimseye Hünsa denir. Her iki uzvu olup da, idrarını hangisinden yapıyorsa, ona göre hüküm verilir. Bu, henüz çocuk iken böyledir. Büyüyünce, sakalı çıkar, erkek gibi ihtilam olursa erkek hükmündedir. Göğsü büyür, kadınlık halleri zuhur ederse kadın olduğu anlaşılır. Eğer erkek veya kadın olduğuna dair hiçbir alamet bulunmazsa veya her ikisinden eşit miktarda bulunursa, böyle kimseye Hünsa-i müşkil denir. Hünsa-i müşkil, kadın olma ihtimali düşünülerek ihtiyatlı hareket eder. Namazı kadınlar gibi kılar. Ölünce, kadınlar gibi kefenlenmesi iyi olur. Teyemmüm ettirilerek defnedilir. Kadın zannedilip ameliyatla erkek olduğu ortaya çıkan kimse, erkektir. Erkek zannedilip ameliyat edilince kadın olduğu meydana çıkarsa kadındır. Ama erkek iken, kadın olmak için ameliyat olan, kadın olmaz. (Hidaye, Dürer, Hindiyye) Vacibi inkâr Vacibin vacib olduğuna inanmamanın küfür olmadığını bildirdiniz. Vacib sünnetten daha kuvvetlidir. Meşhur bir sünneti kabul etmemek küfür iken niye vacibi kabul etmemek küfür olmuyor? CEVAP: İnanması farz olmayıp, vâcib olan, yapması farz olan emirlere vâcib denir. Vâcib olduğuna inanmamak küfür olmaz. Bir ibadete bazı âlimler vacib, bazıları sünnet, bazıları da farz demiştir. Vacib olduğunda kesin delil olmadığı için küfür olmuyor. Fakat vâcibin, ibadet olduğuna, yapılması lazım olduğuna inanmamak küfürdür. Mesela kurban kesmek vacib değil diyen kâfir olmaz, ama kurban diye bir ibadet yoktur demek küfürdür.