Mescid-i Dırar nedir?

A -
A +

Peygamber efendimiz zamanında münâfıkların, fitne ve fesât yuvası ve silâh deposu olarak kullandıkları ve Kuba denilen yerde yaptırdıkları bir mescittir. Cahilin biri, bir kitap yazarak, (Allah camilerin yıkılmasını emrediyor, Peygamber de yıktırdı. Bugünkü camiler, mescitler geleneğe dayanan bir bidattir.) diyor. Bu çok cahilce bir iddiadır. Peygamber efendimizin Medine'ye hicretinden sonra, birçok kimsenin Müslüman olması, münafıkları iyice endişelendirmişti. Münafıkların başı olan Abdullah bin Ubey bin Selûl'ün dayısının oğlu olan Ebû Âmir, papazlığa özenir ve papaz elbisesi giyerdi. Peygamber efendimizi kıskanarak, kendisine uyanlarla birlikte Mekke'ye gitti ve müşriklere katıldı. Bedir, Uhud ve Hendek muhârebelerinde Müslümanlara karşı savaştı. Mekke'nin fethinden sonra Şam'a kaçtı. Oradan Medîne ve Kuba'daki münafıklara haber gönderip, kendisine Kuba'da bir mabet yapmalarını ve burasını silah deposu olarak kullanmalarını istedi. Kendisinin de Bizans ordusuyla yardıma geleceğini bildirdi. Münâfıklar da Peygamber efendimizin hicreti esnasında Medîne'ye gelirken Kuba'da inşâ ettirdikleri Kubâ Mescidi karşısında gösterişli bir mescit yaptırdılar. Buna Mescid-i Dırar denmiştir. Münâfıklar, Müslümanları bölerek birbirine düşürmek istiyorlardı. Hattâ Bizans askerleri Medîne'ye gelince, mescide depo ettikleri silâhlarla onlara yardım edeceklerdi. Peygamber efendimizin orada namaz kılmasını sağlamakla da, Mescid-i Dırâr'ın mukaddes bir yer olduğu intibâı hâsıl olacaktı. Böylece Müslümanlar da namaz kılmaya koşacak ve münafıkların oyununa geleceklerdi. Dırar Mescidinin kurucularından beş münafık gelerek; "Yâ Resulallah, kış gecesinde ve yağmurlu zamanlarda hasta ve hâcet sâhibi olanların namaz kılmaları için bir mescit yaptık. Sel geldiği zaman vadi, Kuba Mescidi cemaatı ile aramıza engel oluyor. Namazımızı kendi mescidimizde, sel çekilip gidince de onlarla birlikte kılacağız. Mescidimizde bize namaz kıldırmanı arzu ediyoruz." dediler. Peygamber efendimiz de; "Ben, şimdi sefere çıkıyorum. Seferden dönersek ve Allah da dilerse, orada size namaz kıldırırız." buyurdu. Peygamber efendimiz, Tebük'ten dönüp Medîne'ye gelirken, Zi-Evân denilen yerde konakladı. Bu sırada Dırar Mescidini kuran münâfıklar, gelip Peygamberimizi Dırar Mescidine götürmek istediler. Allahü teâlâ, Tevbe sûresi 107-110. âyet-i kerîmelerini indirerek oraya gitmemesini bildirdi. Ayet-i kerimelerin kısaca meali şöyledir: (Müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescit kuranlar, "Bununla iyilikten başka bir şey istemedik, diye yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder. Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette doğru olanıdır.) Peygamber efendimiz bu âyetler indikten sonra, Mâlik bin Duhşüm ile Âsım bin Adiy'e "Şu halkı zâlim olan mescide gidiniz. Onu yıkınız, yakınız." buyurdu. Onlar da gidip, binayı ateşe verdiler. [Yarınki yazıda bu konuda daha geniş bilgi vardır.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.