Sual: Vehhabiler, Hazret-i Mevlana'ya çok iftira ediyorlar. Sebebi ne olabilir? CEVAP: Kişi bilmediğinin düşmanıdır. Batılı yazarların, hayatlarında evliya olmadığı için, kerametten bahseden hiçbir kitapları yoktur. Çünkü içlerinde bir tek evliya yoktur. Onun için masallar, sihirli lambalar, sihirli aynalar vesaireden bahsederler. Dini mahiyette olan hikayelerinde ise, evliyayı bilmedikleri için, melekler hakkında olağanüstü şeyler uydururlar. Ne tesadüftür ki, Vehhabilikte de buna benzer mantık vardır. Her kaptan içindeki sızar. İnsanların üstünlerinin, meleklerin üstünlerinden daha yüksek olduklarını, Vehhabi kitapları da yazıyor. Buna rağmen meleklerin tasarruf ve tesirlerine inanıyorlar da, Allahü teâlânın evliyasına keramet olarak, tesir ve tasarruf verdiğine ise inanmıyorlar, bunlara inananlara da müşrik diyorlar. Ehl-i sünnet âlimleri, Vehhabilerin ortaya çıkacaklarını, keramet olarak, bilmişler, yıllarca önce bunları kitaplarına yazmışlardır. Bu âlimlerin başında, Muhyiddin-i Arabi, Sadreddin-i Konevi, Celaleddin-i Rumi ve Seyyid Ahmed Bedevi gibi evliya bulunmaktadır. Vehhabiler, işte bunun için, yani bizi ele verdiler diye bu evliya zatlara düşmanlık ediyorlar. Vehhabilerden hiçbir evliya çıkmamıştır. Çünkü onlar keramete, tasavvufa karşıdır. Elbette Müslüman olmayandan ve keramet düşmanlarından keramet görülmez. İnkâr eden mahrum kalır. Bunda o kadar ileri gittiler ki, bir Vehhabi, Mevlana'dan tercümeler adı altında dine imana aykırı, ahlaksız yazılar yazıp, bakın bunları Mevlana söylüyor diyerek, onu kötülüyor. Hatta daha da ileri giderek, ahlaksızlıkla suçluyorlar. Kerametle bunları bilen Hazret-i Mevlana, yazılarının değiştirileceğini anladığı için, Mesnevisini nazımla yazmıştır. Asıllarını değiştiremeyen düşmanları, tercümesi diyerek, ahlaksız hikayeler uydurmuşlardır. İncillerdeki ahlaksız hikayelerin çokluğunu, bizzat batılılar söylemektedir. Bu benzerlik, din büyüklerimize kimlerin iftira ettiğini açığa çıkarıyor. Bunların tuzağına düşenler, evliya zatlara dil uzatmayı marifet gibi göstermişlerdir. Mevlana hazretleri, 5 yaşında iken hafaza meleklerini, evliyanın ruhlarını ve sokaktaki cinleri görürdü. (Nefehat) Nakşibendi yolunun büyüklerinden Abdullah-i Dehlevi hazretleri, (Üç kitabın eşi yoktur. Bunlar, Kur'an-ı kerim, Buhari'yi şerif ve Celaleddin-i Rumi'nin Mesnevi'sidir) buyurdu. Mevlana Celaleddin, evliyanın büyüklerinden ve Ehl-i sünnet âlimlerinden idi. (Mekatib-i şerife) Yani, evliyalık yolunun kemalatını bildiren kitapların en üstünü Mesnevi'dir. Evliyalık ve nübüvvet yollarının kemalatını ve inceliklerini bildirmekte ise, İmam-ı Rabbaninin Mektubat'ının eşi yoktur. Hazret-i Mevlana, ney çalmadı, dönmedi, yüksek sesle zikir bile etmedi. Nitekim Mesnevîde diyor ki: Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab. Manası şudur: O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini söyle. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com