Sual: Mezhepsizleri iyi tanıyabilmek için onların taktiklerini bilmek gerekmez mi? Bu taktiklerden önemlileri nelerdir? CEVAP: Doğru bilinirse, yanlış meydana çıkar. Doğru tektir, yanlış çoktur. İlim öğrenmek için yanlışları değil, doğruyu öğrenmek gerekir. İki noktadan, ancak bir doğru geçer. Sayısız eğri çizgiler çizilebilir. Eğriyi öğrenmek lüzumsuzdur. Çünkü doğru bilinince, ondan başka her şeyin yanlış olduğu meydana çıkar. Mesela, imanın şartının altı olduğu öğrenilince, beş veya yedi diyenlerin yanlış olduğu kendiliğinden meydana çıkar. Ehl-i bid'atin taktiklerinden bazıları şöyledir: 1- Bid'at ehli birini büyük bir zat olarak takdim edebilmek için, büyük zatların arasına sokarlar. Mesela derler ki: (Ebu Hanife, imam ibni Teymiye ve Gazzali gibi büyük zatlara dil uzatılmaz.) [Burada, ibni Teymiye iki büyük zat arasına sokulmuştur.] Bir Maocu da aynı taktikle şöyle demişti: (Fatih ve Mao gibi büyük zatların kıymetini bilmeli.) 2- Hurafeleri sayıp, araya sünnet olanları katarlar. Mesela derler ki: (Yatırlara çaput bağlamak, mum dikmek ve ölü için Kur'an okumak, hurafedir.) Çaput bağlamak, mum dikmek caiz değil, ama ölü için Kur'an okumak sünnettir. Mason Abduh gibi reform istiyorum diyenler de, aynı teraneyi okur: (Bu Kur'an inmemiştir, ne fal bakmak için, ne de kabirde okumak için.) Aynı taktik! Elbette Kur'an fal bakmak için inmedi, ama ölülere okunmasını Resulullah efendimiz bildirdi. Evliyadan yardım istemeye karşı çıkarak, yatırdaki evliya zata leş diyor: (Bu hakkı ne taştan, ne de leşten istemeli.) [Burada da taşın yanı sıra, asıl maksadını bildiriyor.] 3- Rahmet için söylenmiş farklı hadisleri bahane edip diyorlar ki: (Peygamber bir öyle bir böyle söylemez, onun için hadisler bize delil olamaz. Kur'andan başkasına bağlanmamak gerekir.) 4- Mezheplerdeki rahmet olan farklı ictihadı bahane edip, ehl-i bidatin sözlerine de ictihad diyorlar: (İmam ibni Teymiye'nin de, imam Şevkani'nin de farklı ictihadları tenkit edilmemeli.) 5- Hakiki İslam âlimlerini gözden düşürmek için şöyle diyorlar: (Her âlim bir şey söylüyor, hangisinin doğru olduğunu nereden bilelim? Onun için yalnız Kur'ana uymak lazım.) 6- Tesettürün aleyhine konuşurlar. Kapanmayı emreden açık bir âyet yok derler. Mevcut âyetleri de değiştirerek şöyle diyorlar: (Allah başınızı örtün demiyor, yakanızı, göğsünüzü örtün diyor.) 7- Namazdaki tesettürü inkâr edip diyorlar ki: (Allah her şeyi görür. Onun için hiçbir şey perde olmaz. Karanlıkta da görür, elbiseli iken de görür. Onun için, kimse yok iken namazı çıplak kılmanın mahzuru olmaz.) 8- Dini hükümleri bozmaya çalışıp diyorlar ki: (Kur'anda sadece inek ve koyun kurban edilir demiyor, balıktan da olur horozdan da olur, herkes gücünün yettiğini keser.) 9- Ezanı ve namazı bozmak için Türkçe yapılmasını isteyerek diyorlar ki: (Anlamadan yapılan ibadetin faydası olmaz. Ezanda da, namazda da, her millet kendi dilini esas almalıdır.) 10- Dinde reform yapmak, yani dini değiştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Diyorlar ki: (Zaman sana uymazsa sen zamana uy demişler. Luther'i örnek alarak dinin zamana uymayan yönlerini değiştirmek gerekir.) Bunların oyununa gelmemelidir. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com