Sual: Müctehid ve müceddid ne demektir? Herkesçe bilinen müceddidler kimlerdir? CEVAP: Âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, toplayan, kitaba geçiren; açıkça bildirilmemiş, kapalı bildirilmiş olan bilgileri de anlayıp, açıklayabilen derin âlimlere Müctehid denir. Hicretten 400 yıl sonra, mutlak müctehid yetişmedi. Buna ihtiyaç da kalmadı. Çünkü Allahü teâlâ ve Onun resulü Muhammed aleyhisselâm, kıyamete kadar, hayat şekillerinde ve fen vasıtalarında yapılacak değişikliklerin, yeniliklerin şamil olan ahkâmın hepsini bildirdiler. Müctehidler de, bunların hepsini anlayıp, açıkladılar. Sonra gelen âlimler, bu ahkâmın, yeni olaylara nasıl tatbik edileceklerini, tefsir ve fıkıh kitaplarında bildirirler. Müceddid denen bu âlimler kıyamete kadar mevcut olacaktır. (S. Ebediyye) Cahiller ve din düşmanları tarafından Müslümanlar arasına sokulmuş olan hurafeleri, bid'atleri, yanlış inançları, kendilerinden bir şey ilave etmeden dini eski haline getiren, müceddidlerdir. Ebu Davud'un rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte, (Her yüz yılda bir müceddid gelir. Ümmetimin işlerini yeniler) buyuruldu. Mesela, sultanlar içinde Ömer bin Abdülaziz, din bilgilerinde İmam-ı Şafii, tasavvufta Maruf-i Kerhi, esrar bilgilerinde İmam-ı Gazali, feyz vermekte ve harikalar, kerametler göstermekte, Abdülkadir Geylani, hadis ilminde İmam-ı Süyuti, tarikat, hakikat ve akaid bilgilerinin inceliklerini açıklamakta ve kalblere akıtmakta İmam-ı Rabbani, müceddid idiler. Hepsi, İslamiyet'in yayılmasına, kuvvetlenmesine hizmet ettiler. (Mekatib-i şerife) Dünyayı terk etmek Sual: Ahireti kazanmak için, dünyayı terk etmek nasıl olur? CEVAP: Dünyayı terk etmek, çalışmayıp oturmak demek değildir. Dünyayı terk etmek, iki türlü olur: Birincisi, haramlarla beraber, mubahları da, yani günah olmayan lezzetlerin çoğunu da bırakıp, yaşamak için zaruri olan miktarını kullanmaktır. Yani çalışmayı, dünyanın zevk, keyif ve eğlencelerine dalmak yolunu bırakarak, her türlü zevk ve lezzetinden vazgeçip, ibadet ile ve Müslümanların rahatları ve İslam dinini bilmeyenlerin, doğru yola kavuşmaları için lazım olan ilmi, teknik usulleri ve vasıtaları, en ileri ve en üstün şekilde yapmak ve kullanmakla geçirmek ve dünya zevkini böyle çalışmakta aramak ve bulmaktır. Eshab-ı kiramın ve İslam âlimlerinin hepsi, böyle idi. Bundan maksat, İslamiyet'in emrettiği şeyleri yapmak için, bütün rahatı ve zevkleri feda etmektir. İkincisi, dünyada haram ve şüpheli şeylerden kaçıp mubahları kullanmaktır. Bu kadarı da, hele bu zamanda, çok kıymetlidir. Allahü teâlânın mubah ettiği, yani müsaade ettiği şeyler pek çoktur. Bunlarda bulunan lezzet, haramda bulunanlardan, fazladır. Mubah kullananları Allahü teâlâ sever, haram kullananları sevmez. Aklı olan, doğru düşünebilen bir kimse, geçici bir zevk için, sahibinin, yaratanının sevgisini teper mi? Zaten, haram olan şeylerin sayısı pek azdır. Bunlarda bulunan lezzet, mubahlarda da vardır. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com