Kur'anda tevil gereken kinaye, mecaz ifade eden birçok âyet vardır. Birkaç örnek daha verelim: Cima için, lems [dokunmak] kelimesi kullanılmıştır. (Kadınlara dokununca gusledin, su yoksa teyemmüm edin.) [Maide 6] Kadınlar için, libas [giysi] kelimesi kullanılmıştır. (Kadınlar size, siz de onlara libassınız.) [Bekara 187] (Ellerini boynuna bağlama, büsbütün de açma.) [İsra 29] (Cimrilik için elleri bağlama, israf için de açma kelimesi kullanılmıştır) Resulullaha, (Vahfid cenaheke lil müminin), yani mealen, (Kanadını müminler için indir) buyuruluyor. (Hicr 88) [Resulullahın kanadı mı var? Bu ifade de mecazdır, yani şefkat et, tevazu göster demektir.] (Körle gören [kâfir ile mümin], karanlıkla aydınlık [bâtıl ile hak], gölge ile sıcak [Cennetle Cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler de, bir olmaz. Elbette Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere [inatçı kâfirlere] işittiremezsin, sen sadece bir uyarıcısın.) [Fatır 19-22] Zalim köylüler için, (zalim köy) denmiştir. (Nisa 75) (Köy halkına sor) yerine, (köye sor) denmiştir. (Yusuf 82) Böyle ifadeler Türkçe'de de vardır. Mesela, (Şu sınıf tembel, şu sınıf çalışkandır) denir. Burada, sınıftan maksat öğrencilerdir. (Soba yanıyor) denince, sobanın kendisi değil içindeki odun, kömür yanıyor demektir. Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler, Kureyş lügatı ve lehçesi iledir. Kelimelere, 1400 yıl önce, Hicaz'da kullanılan mânâları vermek gerekir. Zamanla değişip, bugün kullanılan mânâları vermek, yanlış olur. Zıllullah için, Allah'ın gölgesi diyorlar. Âlimler, zıl [gölge] kelimesine himaye, koruma gibi manalar vermiştir. Mesela, (Ali, Veli'nin gölgesinde geçiniyor) denince, Ali'nin, Veli'nin himayesinde olduğu anlaşılır. Müteşabih olanlara, açık mânâlarını vermek akla ve dine uygun olmazsa, uygun mânâ vermek, yani tevil etmek gerekir. Açık mânâlarını vermek, günah olur. Tevilsiz, yanlış anlaşılacak bazı hadisler: (Allah, gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamette, yedi sınıf insanı kendi gölgesinde gölgelendirir.) [Buhari] (Burada gölge, himaye demektir.) (Allah, gece sabaha doğru yer semasına iner.) [Buhari] (Rahmeti iner.) (Üç sınıf kimseye, Allah güler.) [Taberani] (Gülmek, razı olmaktır.) (Cennet, kılıçların gölgesi altındadır.) [Müslim] (Düşmanla savaşan mümin, Cennete gider.) (Din, kılıçların gölgesi altındadır) hadis-i şerifi ise, (Din, devletin himayesi ile yayılır) demektir. Nasıl ki, Beytullah [Allah'ın evi] kelimesini, hâşâ Allah'ın barındığı ev olarak anlamıyorsak, gölge, el, yüz, istiva gibi kelimeleri de böyle anlamak gerekir. (Cennet anaların ayakları altındadır.) [Müslim] (Cennet, Müslüman ana babanın rızasındadır.) (Namazı kasten terk eden, kâfirdir.) [Taberani] (Namazın farz olduğuna inanıp, tembellikle kılmayana kâfir denmez.) (Mümin, zina ederken, şarap içerken ve hırsızlık ederken mümin değildir.) [Müslim] (Bunlar bu halde iken kâmil mümin değildir.) > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com