Namazı vaktinde kıldığını bilmek şarttır

A -
A +

Sual: Bir namazı vakti girmiştir diye zannederek kılsak, vakit de gerçekten girmiş olsa, bu namazlarımız sahih olmaz mı? Yani namazları vakitlerinde kıldığını bilmek şart mıdır? CEVAP: Evet şarttır. Namazın sahih olması için, vaktinde kılmak ve vaktinde kılındığını bilmek şarttır. Vaktin girdiğinde şüpheli olarak kılıp, sonra vaktinde kılmış olduğunu anlarsa, bu namazı sahih olmaz. (Mizan-ül-kübra) Vaktin içinde olduğunu bilerek, vaktin farzı diyerek, başladığı namazı kılarken, vakit çıksa ve çıktığını bilmese sahih olmaz. Bu günün farzı deseydi, sahih olup, kaza olurdu. Vakti girmeden kılınan farz, nafile olur. Vakti çıktıktan sonra kılınmış ise, kaza olur. Yani, (Bu günün öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden kimse, vakit çıkmış ise, öğleyi kaza etmiş olur. Bunun gibi, öğle vakti çıktı sanarak, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) niyeti ile kılınca, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. Her ikisinde de aynı namaza niyet etmiş, yalnız vaktin çıkmasında yanılmıştır. Fakat, geçmiş öğle namazını kazaya niyet ederek kılınca, o günün öğle namazının yerine geçmez. Çünkü, bugünün namazına diye niyet etmemiştir. Öğle vaktinde, bugün öğleye diye niyet edip kılınınca, bu, geçmiş bir kaza namazı yerine geçmez. Bir kimse, senelerce, öğleyi vaktinden önce kılmış olsa ve hepsine, (Üzerime farz olan öğleyi kılmaya) diye niyet etse, o günkü öğleyi düşünmese, her gün bir evvelki öğleyi kaza etmiş olur. Yalnız son öğleyi ayrıca kaza etmesi lazım olur. O günkü öğleyi niyet etse, eda dese de, demese de, her gün o günkü öğleyi eda etmiş olup, vaktinden önce oldukları için, hiçbiri öğlenin farzı olmaz, nafile olur. Hepsini kaza etmesi lazım olur. (S. Ebediyye) Görülüyor ki, namazların vakitlerini bilmek ve vaktin içinde kılmış olduğunu bilmek lazımdır. Arabada namaz Sual: Kış günü ikindiyi kılıp, akşamı evimde kılarım diye yola çıkan ve yatsıya evine varamayan kimse, yolda arabasında namazını ima ile kılamaz mı? CEVAP: Namazı cem etmek, arabada ima ile kılmaktan önce gelir. Eve gidince yatsı ile cem etme imkânı varsa, (namazı yatsı ile cem edeceğim) diye niyet eder ve eve gidince de, Hanbeli mezhebine uyarak cem eder. Yatsıya da eve gitme imkânı yoksa, o zaman mecburen araba içinde ima ile namaz kılınır. Hürmet-i musahere Sual: Ben bir bayanım. Annem ölünce babam, bir bayanla evlendi. Babamla aramda hürmet-i musahere olsa, babamın nikâhına bir zarar gelir mi? Bu korkudan dolayı babam, 30 yıldır bana elini öptürmüyor. Yaptığı uygun mu? CEVAP: Babanızın hanımı, kendi anneniz olmadığı için, onların nikâhlarına bir zarar gelmez. Anneniz sağ iken, babanız ölse, anneniz başka bir erkekle evlense, annenizle abiniz arasında hürmet-i musahere olsa, annenizin nikâhına zarar gelmez. Abinizle sizin aranızda hürmet-i musahere olsa, abinizin nikâhına zarar gelmez. Anne babanız hayatta iken sizinle hürmet-i musahere olsaydı, o zaman babanızın Şafii mezhebine uygun nikâh yapması gerekirdi. Şimdi hürmet-i musahere olsa bile, öyle bir şeye gerek yok. Babanızın elini öpebilirsiniz. Bir babanın evladını öpmesi de sünnettir. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.