Sual: Tevazu göstermekle tevazu sahibi olmak farklı mıdır? İzzet-i nefsine düşkün olmak zararlı mıdır? CEVAP: Tevazu göstermek yapmacık ve gülünç olur. Züğürdün hava atmasına benzer. Tevazu sahibi olmak ise tabiidir. Nefse düşkün olmak çok zararlıdır. Çünkü nefsin her istediği kendi zararınadır. Nefsin isteklerine uymamak için çalışmak cihad olur. Peygamber efendimiz nefsle cihada büyük cihad adını vermiştir. Nefsin arzularından kaçıp dinimizin emrine uymaya çalışmalıyız. Üç hadis-i şerif meali şöyledir: (Nefsini hor tutan, dinini kıymetlendirmiş, nefsini aziz tutan, dinini hor tutmuş olur. Din ise aziz tutulması lazım gelen en büyük nimettir. Nefsini besleyen dinini zayıflatmış olur, dinini besleyen ise, dini de, nefsi de makbul şekilde beslemiş olur.) [Ebu Nuaym] (Ne mutlu o kimseye ki, nefsini alçaltmadan tevazu gösterir, miskinliğe düşmeden nefsini küçültür, malını günah olmayan yerlere harcar, yoksullara, muhtaçlara merhamet eder, fıkıh ve hikmet ehli ile beraber olur, ilmi ile amel eder, malının fazlasını infak eder ve sözünün fazlasını tutar.) [Beyheki] (Allah'a ibadet yolunda nefsini zelil eden kimse, günah işleyerek şeref arayandan daha aziz olur.) [Ebu Nuaym] Nefsini hor, dinini aziz tutmanın en kestirme ve ferah yolu, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklerin yolunda olmak, onları çok sevmek, onlarda fani olmaktır. Böyle yapmayan, ne nefsini hor görebilir, ne de dinini aziz tutabilir. Allah için sevmek Sual: Hubb-i fillah ve buğd-i fillah diye bir şey çıkaranlar var. Amentü'nün altı esasına inanmak yetmiyor mu? CEVAP: Sadece inanmak yetmez. Ayrıca bunları beğenmek de şarttır. Kur'anın Allah'ın kelamı olduğuna inansa, fakat hükümlerini beğenmese, lüzumsuz görse, iman etmiş olmaz. Peygamber efendimizin peygamber olduğuna inansa, fakat peygamberliğini beğenmese, bu zat peygamber olarak gönderilmemeliydi dese iman etmiş olmaz. Diğer hükümlerin hepsi böyledir. İnanmakla birlikte beğenmek de şarttır. Yapıp yapmamak ayrı, inanmak ve beğenmek ayrıdır. Yapıp yapmamak günah ve sevapla ilgilidir, inanmak ve beğenmek ise imanla ilgilidir. İmandaki inanmak, kabul edip beğenmek demektir. Beğenmenin içinde hubb-i fillah ve buğd-i fillah vardır. Hubb-i fillah ve buğd-i fillah [Allah için dostluk ve Allah için düşmanlık] olmadıkça da hakiki imana kavuşulamaz. Üç hadis-i şerif meali: (Allah'ın düşmanlarını düşman bilmeyen, hakiki iman etmiş olmaz. Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen, Allah'ın sevgisine kavuşur.) [İ.Ahmed] (Allah'ın dostunu seven, düşmanını düşman bilen kâmil iman sahibidir.) [Ebu Davud] (Din, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.) [Ebu Nuaym, Hâkim] "Domuz suratlı" demek! Sual: Bazıları, "Domuz oğlu domuz, domuz suratlı, domuz gibi bakıyorsun. Eşek oğlu eşek demek küfürdür, çünkü böyle söyleyince hazret-i Âdem'e kadar gider. Böyle söyleyenin imanını ve nikahını tazelemesi gerekir" diyorlar. Doğru mudur? CEVAP: Doğru değildir. Hazret-i Âdem'e kadar gitmez. Böyle söylemek uygun değilse de, küfür olmaz.