Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir iş yapacağın zaman mutlaka ehline danış. Sakın kendi başına yapma. Kendi başına yaparsan nefsine sormuş olursun, nefs ise kâfirdir. Sorduğun din kardeşin, ne kadar yanlış cevap verirse versin, nefsin kadar yanlış karar veremez, nefsin kadar zararlı olamaz. Nimet ne kadar çok olursa, düşmanı da o kadar çok olur, dolayısıyla Müslümanın düşmanı çoktur. Çünkü elimizdeki nimet çok büyük. Şeytan, içimizde, damarlarımızda dolaşıyor. Kâfir nefs, bir an yalnız bırakmıyor. İşte bu düşmanlar, işe tenkitle başlar. Önce arayı açmaya çalışır, arayı bir açarlarsa araya mesafe koyarlar, bu mesafeyi kapatamazsınız. Sakın bir Müslümanı tenkit etmeyiniz, çünkü başlangıç noktası burasıdır. Her şey yazılmış, anlatılmış. Kitaplarda hepsi var. Hastaya teşhis konmuşsa, bu hasta reçeteyi ve ilaçları almış demektir. Kullanmıyorsa bu ilaçların ona faydası olmaz. İçmek şarttır, ondan sonra şifayı Allahü teâlâdan beklemeli. İşte kitaplarda da her şey yazılıdır. Okunmazsa, uygulanmazsa yarın ahirette kime ne bahane bulunabilir? Ruhun tedavisi için, Allah adamı gereklidir. Vücudun tedavisi için de, doktora gitmek lazımdır. Evde, rastgele kitaplar değil, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklerin kitapları, nakli esas alan kitaplar bulunmalı. O kitaplarda, yüzlerce Allah adamının sözleri var. Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde çok yerde, namazla zekâtı beraber buyuruyor. Zekât mutlaka verilecektir. Verilmezse, ya hırsız alır götürür, ya da bir şekilde elinden çıkar gider. İnsan isyan eder, ama mal isyan etmez. Cami duvarını kirleten, camiye bir şey yapamaz. Ne etmişse kendine eder. Cüzdanlar cepten çıktığı zaman, aşk, muhabbet zirveye çıkar. Cüzdanlar cebe girdiği zaman aşk, muhabbet gizlenir, kenara çekilir. Büyükler bir defa söyler, o söz kıyamete kadar değişmez. İmam-ı Gazali hazretleri, dünya ve ahiret adamını tarif ediyor, buyuruyor ki: Bir memlekette çok meşhur bir saat tamircisi olsa, bu bir başka memlekete gitse, ben çok meşhur bir saat tamircisiyim demez, dese bile kim inanır? Orada kim tanır, tanımayınca da geri memleketine döner. Yine bir memlekette çok meşhur bir saat tamircisi olsa, başka bir memlekete gitse, süslü elbiseler giyip yanına beş on kişi alsa, halk sorar, bu kim? Filan yerdeki çok meşhur saat tamircisiymiş dense, herkes bunu tanır. İşte bu dünya adamıdır, öteki de ahiret adamıdır. Ahiret adamı kendini unutturmaya, dünya adamı kendini tanıtmaya uğraşır. Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com - www.mehmetalidemirbas.com