Peygamberimiz ümmi idi

A -
A +

Sual: Misyonerlerle onların yandaşları, Resulullahın okur yazar olduğunu, Kur'anı kendi yazdığını, birçok âyetin Tevrat ve İncil'den alındığını söylüyorlar. Peygamberimiz, okuma yazma biliyor muydu? CEVAP: Resulullah efendimizin okuma yazma bilmediği âyet-i kerimelerle, hadis-i şeriflerle ve tarihî olaylarla sabittir. Resulullah ümmi idi, yani kitap okumamış, yazı yazmamış, kimseden bir ders görmemiş idi. Mekke'de doğup, büyüyüp, belli kimseler arasında yetişip, seyahat etmemiş iken, Tevrat'ta ve İncil'de ve Yunan ve Roma devirlerinde yazılmış kitaplarda bulunan bilgilerden, hadiselerden haber verdi. İslamiyet'i bildirmek için, Müslümanlara mektuplar yazdırıp yolladı. Hicretin altıncı senesinde Rum, İran ve Habeş hükümdarlarına ve diğer padişahlara mektuplar gönderdi. Kur'an-ı kerimi kâtiplerine yazdırdı. Batılılar, Peygamber efendimizin bu bilgileri, papazlardan ve daha başka kimselerden öğrendiğini söyleyebilmeleri için onun okur yazar olduğunu söylüyorlar. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Sen bundan [Kur'an-ı kerim indirilmeden] önce, bir yazı, bir kitap okumadın, elinle de yazı yazmadın. Böyle olsaydı, bâtıl yoldakiler şüpheye düşerlerdi.) [Ankebut 48] (Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de [ismini ve sıfatını] yazılı buldukları ümmi nebi olan o Resule [Muhammed aleyhisselama] tâbi olanlara o Peygamber iyiliği emreder, onları kötülükten men eder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allah'a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne uyun ki doğru yolu bulasınız.) [Araf 158] Sahihi Buhari'de şöyle bildirilmiştir: Resulullah, peygamberliği bildirilmeden önce sahih rüyalar görürdü. Gördüğü rüyalar gündüz aynen çıkardı. Çoğu geceleri Hira dağındaki mağarada ibadet ile geçirirdi. Ramazan ayında bir gün Hira dağındaki mağarada ibadet ile meşgul iken, bir kimse [Cebrail aleyhisselam] geldi. Elinde ipekten bir örtü vardı. Resulullah efendimiz şöyle buyurmuştur: (O kimse bana "Oku" dedi. (Ben okuma bilmem) dedim. Elindeki örtüyü başımın üzerine koydu. Başımı ve yüzümü örttü. Sonra o örtüyü başımdan kaldırdı ve "Oku" dedi. Ben yine (okuma bilmem) dedim. Yine önceki gibi, Alak suresinin (İnsanı bir "alak"tan [döllenmiş yumurtadan] yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku, insana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazdıran Rabbin en büyük kerem sahibidir) [mealindeki] âyet-i kerimeleri okudu. Ondan işittiklerim kalbime tamamen yerleşti.) [Bundan sonra oku dendiği zaman öğrendiklerini aynen tekrarlamıştır.] Resulullah efendimiz ile Kureyş arasındaki antlaşmayı Hz. Ali yazdı. Antlaşmanın başına Bismillahirrahmanirrahim ve Muhammedün Resulullah yazdı. O sırada henüz iman etmemiş olan Süheyl bin Amr dedi ki: (Bizim kitabımıza göre ben Rahmanı bilmem, onun yerine Bismike Allahümme yaz. Muhammedün Resulullah yerine de Muhammed bin Abdullah yaz. Eğer biz Onun Peygamberliğini kabul etseydik, zaten Onunla savaşmazdık.) Eshab-ı kiram ile Süheyl arasında konuşmalar devam ederken, Resulullah efendimiz buyurdu ki: - Ya Ali, Onu sil, Süheyl'in dediği gibi yaz. Hz. Ali, edebinden silmeye eli varmadı. Resulullah efendimiz, (Silinecek yeri bana gösterin de orasını sileyim) buyurdu. Gösterdiler ve orasını sildi. (Şevahid-ün nübüvve)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.