En sahih hadis kitaplarından olan sahih-i Müslimde bazzat Peygamber efendimiz miracını şöyle anlatıyor: Bana Burak verildi. O, beyaz, merkepten büyük, katırdan küçük bir hayvandı. Adımını gözün erişebildiği yerin en sonuna atardı. Ona binip Beyt-ül-Makdis'e geldim. Onu, önceki Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım, sonra Mescide girdim ve orada iki rek'at namaz kıldım. Sonra çıktım. Cebrail aleyhisselam bir kap şarap, bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail aleyhisselam Yaratılışa uygun olanı seçtin, dedi. Sonra bizi birinci semaya çıkardı. Gök kapısında, "Sen kimsin" diye bir ses geldi. Ben Cebrail'im dedi. Yanındaki kim? dendi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? dendi. Cebrail, evet dedi. Gök kapısı açıldı. Âdem aleyhisselam ile karşılaştım. Bana merhaba, dedi ve hayır dua etti. İkinci semaya çıktık. Yine orada da, "Sen kimsin" denildi. Ben Cebrail'im, dedi. Yanındaki kim? denildi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? denildi. Cebrail, evet dedi. Göğün kapısı açıldı. Burada iki teyze oğulu İsa ve Yahya ile karşılaştım. Bana merhaba, dediler ve hayır dua ettiler. Üçüncü semaya çıktık. Bu kapıda da "Sen kimsin" denildi. Yine ben Cebrail, dedi. Yanındaki kim denildi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? denildi. Cebrail, evet dedi. Göğün kapısı açıldı. Orada Yusuf aleyhisselamı gördüm. Bana merhaba dedi ve hayır dua etti. Dördüncü semaya çıktık. Yine kim o denildi. Cebrail, dedi. Yanındaki kim? denildi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? denildi. Cebrail, evet dedi. Kapı açıldı. İdris aleyhisselam ile karşılaştım. Merhaba dedi ve hayır dua etti. Beşinci semaya çıktık. Yine kim o denildi. Cebrail, dedi. Yanındaki kim? denildi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? denildi. Cebrail, evet dedi. Kapı açıldı. Harun aleyhisselam ile karşılaştım. Bana merhaba, dedi ve hayır dua etti. Altıncı semaya çıktık. Yine kim o denildi. Cebrail, dedi. Yanındaki kim? denildi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? denildi. Cebrail, evet dedi. Kapı açıldı. Musa aleyhisselam ile karşılaştım. Bana merhaba, dedi ve hayır dua etti. Yedinci semaya çıktık. Yine kim o denildi. Cebrail, dedi. Yanındaki kim? denildi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? denildi. Cebrail, evet dedi. Kapı açıldı. Arkasını Beyt-ül-mamura dayamış İbrahim aleyhisselamı gördüm. Bana merhaba, dedi ve hayır dua etti. Beyt-ül-Mamur'u gördüm. Sonra Cebrail beni Sidretü'l-Münteha'ya götürdü. Sidrede bana bir hâl oldu. Anladım ki Allahü teâlânın yarattıklarından, onun güzelliğinin bir kısmını bile kimse tarif edemez. Allahü teâlâ, günde elli vakit namaz farz kıldı. Hz. Musa'nın yanına indim. Ona elli vakit namaz farz kılındığını bildirdim. Rabbine dönüp, ondan azaltmasını iste. Çünkü ümmetin buna güç yetiremez. Ben İsrail oğullarını imtihana tabi tutmuş ve onları tecrübe ettim, dedi. Ben de Rabbime dönüp, durumu arz ettim. Benden beş vaktini indirdi. Musa'ya döndüm. Musa, ümmetin buna da güç yetiremez. yine Rabbine dön ve hafifletmesini iste, dedi. Böylece Rabbim ile Musa aleyhisselam arasında gidip gelmeye devam ettim. Nihayet Rabbim bana buyurdu ki: "Ya habibim, beş vakit namazı farz kıldım. Her vakit için on sevap vardır. Böylece elli vakit namaz olur. Bir iyiliğe niyetlenip de yapamayana, bir iyilik yazılır, yaparsa on iyilik yazılır. Bir kötülüğe niyetlenip de yapmayana hiç bir şey yazılmaz. Eğer yaparsa, bir tek kötülük yazılır." Sonra Musa aleyhisselamın yanına indim. Ümmetin bu beş vakte de güç yetiremez, git azaltılmasını iste, dedi. "Rabbime çok gittim, artık yüzüm kalmadı" dedim. (Müslim)