Şefaati inkâr etmek!

A -
A +

Bütün Ehl-i sünnet âlimleri, ittifakla, hepsi şefaati kabul etmişlerdir. Mutezile denilen sapık bir fırka ile aklını dinde ölçü sanan ahmaklar şefaati inkâr etmiştir. Halbuki Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allahü teâlâ, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenlere şefaat edenlere] "Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?" diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler] ise, "Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi"] diyecekler.) [Sebe 23] (O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahmanın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109] (Rahmanın [Allahın] nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87] (Allahı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86] (Onlar, Allahın rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28] (Sadece Allahın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26] Yukarıdaki ayet-i kerimelerde, Allahın izni olmadan kimsenin şefaat edemeyeceği, ancak Allahın izin verdiklerinin bundan müstesna oldukları, yani ancak Allahın izni ile şefaat edecekleri bildirilmiştir. Allahın izni olmadan şefaat edilemeyeceğini bildiren birkaç ayet-i kerime şunlardır: (Bekara 255, Yunüs 3, Meryem 87, Zümer 44) Kâfirlere şefaatçi olmadığını ve putların şefaat edemeyeceğini gösteren ayetlerden bazıları: (Araf 53, Şuara 100, Rum 13, Secde 4, Yasin 23), (Şefaatçilerin şefaatleri, onlara [kâfirlere] fayda vermez.) [Müddessir 48] Putlarla ilgili ayet-i kerimeleri gösterip, (Resulullah müminlere şefaat edemez) demek, mezhepsizliğe has bir taktiktir. Duha suresinin, (Sen razı olana kadar, her dilediğini vereceğim) mealindeki 5. ayeti, Allahü teâlânın, Peygamberlerine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri, ahkam-ı İslâmiyeyi, düşmanlarına karşı yardım ve ümmetine kıyamette her türlü şefaat ve tecelliler ihsan edeceğini va'd etmektedir. Bu ayet-i kerime gelince, Cebrail aleyhisselama bakıp, (Cehennemde bir müminin kalmasına razı olmam) buyurdu. Yine buyurdu ki: (O kadar çok kimseye şefaat ederim ki, Rabbim Allahü teâlâ, bana, "Razı oldun mu?" diye sorunca, "Evet razı oldum" derim.) [Beyhekî, Bezzar, Taberânî] Resulullahı vesile edenlerin, onun şefaati ile tövbelerinin kabul olunacağını şu ayet-i kerime de göstermektedir: (Nefislerine zulmedenler, sana gelip, Allahtan af diler ve Resulüm olarak sen de, onlar için af dilersen, Allahü teâlâyı, tövbeleri kabul edici ve merhamet edici bulurlar.) [Nisa 64] Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: ("Rabbin sana Makam-ı Mahmud'u verecek" [İsra 79.] ayetindeki "Makam-ı Mahmud", bana verilecek şefaat makamıdır.) [Tirmizî] (Her peygamberin duâsı kabul olur. Her peygamber, ümmeti için dünyada duâ etti. Ben ise, kıyamette ümmetime şefaat izni verilmesi için duâ ediyorum. Duâm Allahın izni ile kabul olacak. Müşrikler hariç, herkese şefaat edeceğim.) [Buharî]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.