Sual sorarken

A -
A +

Sual: Bazı kimselere verdiğiniz cevaplarda, (öyle sual uygun olmaz) diyorsunuz. Nasıl sual sorarsak uygun olur? Birkaç örnek verir misiniz? CEVAP: Sual sorarken, az çok o konuda bilgi sahibi olmak gerekir. Hiç bilmeden, sual olmaz. Mesela (Gazoz ağacı hangi mevsimde budanır, budanan yerlere davul tozu mu ekilir?) diye bir sual sorulmaz. Peygamber efendimiz, (Güzel sual sormak, ilmin yarısıdır) buyurmuştur. Güzel suali, ilim sahibi sorar. Şimdi birkaç yanlış sual ile doğrusunu bildirelim: (Kedi, köpek, ayı, çeşitli haşeratlar neden haramdır? Çinliler yiyor hiç hastalanmıyor) deniyor. Haram olması illa hastalanmayı gerektirmez. Besmelesiz kuzu eti de haramdır. Bir damla idrar, bir yudum şarap da haramdır. Ama içilirse vücuda bir zararı olmaz. Din haram etmişse, niye haram denmez. (Akşam namazı niye üç rekattır? Bazen iki bazen dört kılsak ne sakıncası olur) deniyor. Dört veya iki kılınırsa, hiç kabul olmaz. Dinin emri, değiştirilmiş olur. Herkes, aklına göre, dini değiştiremez, o zaman ortada din kalmaz, şahısların yaptıkları, uyduruk bir şey olmuş olur. Niye üç rekattır, iki olsa ne çıkar denmez. Dinin emrinde hikmet, sebep aranmaz, niye böyle yapılıyor denmez. Allahü teâlâ öyle bildirmiş, öylesi uygundur. (Niye zekatı kırkta bir veriyoruz da otuzda bir vermiyoruz) deniyor. Böyle sormak da yanlış. Zekat, şu mallardan yüzde kaç veriliyor diye sorulur. Bir de yuvarlak soru soruluyor. Sual net anlaşılmalı. Mesela, (Bir kimse bir haram işlese cezası nedir) deniyor. Yüzlerce haram var. Bir de, haramın birbirine göre şiddetlisi var. Mesela yabancı kadına bakmak haram, öpmek haram, zina etmek de haram, ama aralarında çok fark var. Onun için hangi haram ise, şu haramı işlese cezası nedir diye sormak gerekir. (Bir kimse, bir küfür söz söylese nasıl tövbe eder) deniyor. Bir kere, o söz küfür mü, değil mi? Ona göre küfür olabilir, yani o küfür zannedebilir. Onun için, önce o sözü yazmalı; bu söz küfür mü demeli, sonra da, küfürse tövbesi nasıl olur diye sormalı. Bir de yanlış olarak, (Ele kolonya, idrar sürülünce, bunların abdesti bozmadığını ispat eder misiniz) deniyor. Abdesti bozmayan binlerce, milyonlarca iş var. Bozanlar ise yedi tanedir. Bildirilen yedi maddenin dışındakiler, abdesti bozmaz. Yine, (Şu gıdada, domuz yağı olmadığını ispat eder misiniz) deniyor. Bir şeyin yokluğu değil, varlığı ispat edilir. Eğer, içinde domuz yağı olduğuna dair, elimizde bir bilgi yoksa, temiz kabul edilir. Yine aynı mantıkla, (Falan şahıs hırsızdır, hırsız değilse ispat edin) deniyor. Bu da yanlış bir soru. Hırsız olmayan, hırsız olmadığını ispat edemez. Ona hırsızlık isnat edenin, şurada şunu çaldı diye, delil göstererek ispat etmesi gerekir. Aksi takdirde, iftiraya uğrayan kimse, suçsuzluğunu ispat edemez. Bunun gibi, (Sigaranın haram olmadığını ispat edin) denmez. Haram olduğu hangi muteber kitapta yazıyorsa, iddia edenin bunu ispat etmesi gerekir. Mubah diyene, böyle bir şey söylenemez. Bir de, tenkit ederken, (Siz yanlış söylüyorsunuz, herkes başka türlü söylüyor) deniyor. Bu da çok yanlış. (Siz şöyle diyorsunuz, halbuki falanca muteber kitabın falanca sayfasında böyle deniyor) denirse, ancak o zaman ilmî tenkit olur. Sadece, (Sizin bildirdiğiniz yanlış) demek yersizdir. > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.