Tecrübenin önemi

A -
A +

Sual: Peygamberimiz dünyaya ait, fenne ait işlerde, (Dünya işini siz daha iyi bilirsiniz) buyuruyor. Peygamber efendimiz dünya işlerinden anlamıyor muydu? CEVAP: Elbette anlardı ve daha iyisini de bilirdi. Ancak tecrübeye önem verilmesi için öyle buyurmuştur. (Dünya işlerini siz daha iyi bilirsiniz) demek, dünyanıza faydalı olan şeyleri bulup yapmanız için benim bildirmeme lüzum yoktur demektir. Dini vazifelerinizi, ibadetlerinizi bilemezsiniz. Onları benden öğreniniz demektir. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimize sordu: - Yemen'e gidenlerimiz, orada hurma ağaçlarını, başka türlü aşıladıklarını ve daha iyi hurma aldıklarını gördük. Biz Medine'deki ağaçlarımızı babalarımızdan gördüğümüz gibi mi aşılayalım, yoksa, Yemen'de gördüğümüz gibi aşılayıp da, daha iyi ve daha bol mu elde edelim? Resulullah bunlara şöyle diyebilirdi: - Biraz bekleyin! Cebrail aleyhisselam gelince, ona sorar, anlar, size bildiririm. Veya, biraz düşüneyim. Allahü teâlâ, kalbime doğrusunu bildirir. Ben de, size söylerim. Ama böyle demedi. Buyurdu ki: - Tecrübe edin! Bir kısım ağaçları, babalarınızın usulü ile, başka ağaçları da, Yemen'de öğrendiğiniz usul ile aşılayın! Hangisi daha iyi hurma verirse, her zaman o usul ile yapın! Yani tecrübeyi, fennin esası olan tecrübeye güvenmeyi emir buyurdu. Kendisi melekten anlar veya mübarek kalbine elbette doğar idi. Fakat, dünyanın her tarafında, kıyamete kadar gelecek Müslümanların, tecrübeye, fenne güvenmelerini işaret buyurdu. Din âlimlerinin vazifesi de dünya işlerini öğretmek değildir. Yani Müslümanlara, anadan doğar doğmaz meme aradıkları gibi, içgüdüleri ile bilecekleri, anlayacakları ihtiyaçlarını, menfaatlerini, kısacası tabii vazifelerini öğretmek değildir. Para kazan, aç kalma, karnını doyur, lokmayı ağzına koy, yorulunca dinlen... gibi nasihatleri hayvanlara bile bildirmeye lüzum yoktur. Din âlimlerinin vazifesi dünya menfaatlerini elde ederken, ahireti unutmamak, hak ve adaleti gözetmek, nefse uymamak ve çalışırken, Allah'a güvenmek, gevşeklik yapmamak, böylece kendi kuvvetine manevi bir kuvvet de eklemek gibi faydalı ve ışıklı yolları insanlara göstermektir. Tavuk kesimi Sual: Duyduğuma göre, bazı kesim yerlerinde, bıçaklara besmele yazdırmışlar onlarla kesiyorlarmış. Bazı yerlerde de, makineye besmele yazmışlar. Bazı yerlerde de sabah bir kere besmele çekmek yeter deniyormuş. Böyle kesilen tavuk ve diğer hayvanlar yenir mi? CEVAP: Bütün din kitaplarında her hayvan için ayrı besmele çekilmesinin gerektiği bildiriliyor. Evcil hayvan ile yabani hayvanların kesimi farklıdır. Avcı, tavşana, kekliğe silah atarken, ava, tazıyı [av köpeğini] salarken, kekliğe, bıldırcına şahini gönderirken besmele çekmekle o hayvan dine uygun kesilmiş sayılır. Ama bir tavuğa besmele ile kurşun atılsa o hayvan yenmez. Çünkü tavuğu tutup kesme imkanı vardır. Büyük çiftliklerde yüzlerce tavuk aynı anda kesilecekse, her tavuk kesim yerine konunca besmele çekmek gerekir. Sonra makinenin düğmesine basarken de bir besmele çekilse kifayet eder. Çünkü her biri besmele ile konulmuştur. ---------------------------------------------------- Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.